2021’de Bilim ve Teknoloji
İçinde bulunduğumuz yıla veda etmeye hazırlanırken, yıl boyunca şahit olduğumuz en önemli bilimsel ve teknolojik gelişmelerin bazılarını hatırlayalım istedik.
Uzay cephesinde büyük adımlar
Uzay görevleri konusunda çok verimli bir yıl geçirdik. Tamı tamına 140 uzay aracı yörüngeye kalkış gerçekleştirirken, sadece 9’u başarısız oldu. İnsanlık Dünya yüzeyinde zor anlar yaşarken, uzayda yörünge görevleri dışında da başka gezegenlere, asteroitlere ve diğer gök cisimlerine yapılan yolculuklar bilim dünyasına büyük katkılarda bulundu.
Mars, Güneş Sistemi’nde en çok ilgi çeken gezegen olmaya devam etti. Üç ülke 2021’de Kızıl Gezegen’i ziyaret ederek yörünge ve iniş araçları, gezgin robotlar ve hatta bir helikopter gönderdi. Birleşik Arap Emirlikleri, Mars’ın iklimini incelemek için şubat ayında Hope adlı ilk gezegenlerarası uzay aracını başarıyla yörüngeye yerleştirdi. Çin’in Zhurong gezgini, yerel jeolojiyi incelemek ve yüzey altında su buzu aramak için mayıs ayından beri gezegenin yüzeyinde dolaşıyor. NASA’nın şubat ayında inen Perseverance gezgini de eski bir göl yatağını keşfetmek ve Dünya’ya geri getirilmek üzere kayaç örnekleri toplamak için Ingenuity adlı bir helikopterle beraber çalışıyor.
Bu yıl uzay turizmi yarışını hızlandıran ünlü milyarderler, uzaya birçok sivil taşıdılar. Temmuz ayının başlarında, milyarder Richard Branson ve çalışanları, Virgin Galactic’in tamamen mürettebatlı ilk yolculuğunda uzay sınırının hemen üzerine bir yörünge altı uçuşu gerçekleştirdi. Branson’ın görevinden sadece bir hafta sonra, dünyanın en zengin insanı Jeff Bezos, şimdiye kadar uzaya gönderilen en genç ve en yaşlı yolcularla birlikte, Blue Origin’in ilk mürettebatlı yörünge altı uçuşunu tamamladı. Ekim ayında şirketi Blue Origin, Star Trek oyuncusu William Shatner’ı taşıyarak bu başarıyı tekrarladı. Bundan bir ay önce, dört kişilik bir ekip, Elon Musk’ın SpaceX Dragon kapsülü Resilience ile Dünya’nın etrafını uzaydan turlayan ilk sivil ekip oldu.
Öte yandan, 2021’de insanlık Güneş’e ilk kez “dokundu”. NASA’nın Parker Güneş Sondası, Güneş’in koronasına girerek, yıldızımızın plazması ve atmosferiyle doğrudan temas kurmayı başaran ilk uzay aracı oldu. Ve son olarak, uzun yıllardır heyecanla ve umutla beklenen, defalarca ertelenen, bütçesi 10 milyar doları aşan James Webb Uzay Teleskobu, 25 Aralık’ta sorunsuz bir şekilde fırlatıldıktan sonra, görev yeri olan L2 noktasına doğru 29 günlük yolculuğuna başladı.
COVID cephesinde artılar ve eksiler
Yaşamımıza her anlamda ortak olan COVID-19 ile ikinci yılımızı geride bırakırken, bilim dünyası henüz tam anlamıyla rahat bir nefes alabilmiş değil. Bu yazıyı yazdığımız an itibarıyla, dünya çapındaki vaka sayısı yaklaşık 277 milyon iken, COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısıysa 5,3 milyonu çoktan geçti.
Geçtiğimiz aralık ayında dünyadaki ilk aşının uygulanmasından bu yana, tüm dünyada uygulanan aşı dozu 8,6 milyarı geçti. Fakat toplam dünya nüfusunun 7,9 milyar civarı olduğu (ve aşıların kişi başına 2 veya 3 doz uygulandığı) düşünülürse, henüz birçok ülkede hedeflenen yüzdelere ulaşılabilmiş değiliz. Yine de, aşıların etkinliği ve yan etkileri konusunda çok fazla soru kalmadı artık akıllarda. Ağustos ayında FDA, 16 yaş altı için de aşılama onayı verdi. Ülkelerarası seyahatin güvenliği konusunda endişeler devam ederken ve ülkeler sınırlarını birbirlerine bir açıp bir kapatırken, bazı ülkelerde güvenlik önlemi olarak “aşı sertifikası” uygulaması hayata geçirildi.
Öte yandan, virüslerin “doğası gereği” geçirdikleri hızlı mutasyonlar sonucu ortaya çıkan tonla yeni varyant da sıkı bir şekilde yakından izleniyor. Yıl boyunca belirli varyantların adını duyduk; bunlar diğer binlerce varyant arasında daha sık görülmeye başlananlardı. Ocak ayında ilk kez Brezilya’da teşhis edilen Gama, nisan ayında ilk kez Güney Afrika’da teşhis edilen Beta, mayıs ayında ilk kez Hindistan’da teşhis edilen Delta derken, son olarak şimdi de elimizde Omicron var. Ancak, dünya genelinde en yaygın varyant halen Delta.
Artık aşılarımız da var, daha hedefe yönelik ilaçlarımız da. Ancak pandemi devam ediyor. Önümüzdeki yıl, varyantların ilerleme durumunu ve COVID-19’un ülkelerin hem sağlık sistemleri hem de ekonomileri üzerindeki baskısının ne şekilde seyredeceğini hep birlikte göreceğiz.
İklim değişikliğinin kaçınılmaz etkileri
İklim değişikliğinin tetiklediği en göze çarpan olaylar arasında yer alan orman yangınları, kuraklıklar ve sıcak hava dalgaları gibi doğal afetler, özellikle yaz aylarına damgasını vurdu. Yayımlanan raporda bu tip felaketlerin son 50 yılda 5 kat kadar arttığı bildirildi.
Son 10 yılda iklim değişikliğinin yarattığı en büyük etkilerden biri su altında meydana geldi. Artan sıcaklıklar, mercan resiflerinin hayatta kalmalarına yardımcı olan simbiyotik algleri terk etmesine sebep olduğundan mercanlar ağarır ve ölürler. Bu konudaki önemli bir rapora göre Büyük Bariyer Resifi’nin sadece %4’ü son yıllarda hızlanan mercan ağarmasından kurtulabildi.
Genetik ve tıp araştırmalarında gelişmeler
Son yıllarda adını sıkça duymaya başladığımız CRISPR gen düzenleme teknolojisi ile üretilmiş domatesler bu yıl ilk Japonya’da kez satışa sunuldu. Sanatech Seed’in CRISPR-Cas9 gen düzenleme teknolojisi kullanılarak geliştirdiği GABA domatesi, gevşemeye ve kan basıncını düşürmeye yardımcı olduğuna inanılan bir amino asit olan gama-aminobütirik asitten (GABA) yüksek düzeylerde içeriyor.
CRISPR ayrıca ilk defa, soyu tükenmekte olan bir canlının nüfusunu artırmak amacıyla klonlanması için kullanıldı. ABD’de yalnızca 400-500 adet yabani bireyi kaldığı tahmin edilen siyah ayaklı dağ gelinciğini çoğaltmak için, yaklaşık 30 yıl önce ölmüş Willa adlı bir bireyden alınarak dondurulmuş DNA örnekleri kullanıldı ve yeni bir yavru dünyaya getirildi.
Kalp atışlarını düzenlemek için sadece geçici yardıma ihtiyaç duyan hastalarda kullanılmak üzere, vücutta eriyen kablosuz bir kalp pili geliştirildi. Cihaz, yakın alan iletişim protokollerini kullanarak, uzaktaki bir harici antenden kablosuz olarak enerji toplayabiliyor. Bu sayede, vücuttan dışarı sarkan ve komplikasyonlara yol açabilen kablolara ihtiyaç duymuyor. Belirli bir süre sonra bünyede çözündüğü için de diğer kalp pilleri gibi operasyon gerektirmiyor.
Geçtiğimiz yıl ayrıca, insanlık tarihinde çok sayıda ölüme yol açan bir hastalık olan sıtma için geliştirilen bir aşıya da denemeler dışında kullanım izni verildi. Üretimi için 30 yıldır uğraşılan bu aşı, her yıl yarım milyon kişinin ölümüne yol açan sıtmanın dışında diğer parazitik hastalıklar için de umut kaynağı oldu.
Ve tarihin derinliklerinde…
Mısır’ın başkenti Kahire’deki Mısır Müzesi, şehrin başka bir bölgesinde yeni inşa edilen Ulusal Mısır Medeniyeti Müzesi’ne taşındı. Bu taşınma işleminin en ilgi çekici kısmı ise, 22 firavun mumyasının geçit töreniydi. Aralarında III. Amenhotep’in de bulunduğu 18 kral ve 4 kraliçe mumyası, Firavunların Altın Geçit Töreni olarak adlandırılan bir etkinlikle, 5 km mesafedeki yeni yerine taşındı.
2018 yılında Çin’in Harbin bölgesinde ortaya çıkan ve “ejderha adam” olarak bilinen Homo longi kafatası üzerinde yapılan inceleme ve karşılaştırmalar sonucu bilim insanları, modern insana Neandertallerden daha yakın olabilecek yeni bir insan türü olduğunu ortaya attılar.
Bunun yanı sıra Neandertallerin işitme kapasitelerinin (ve muhtemelen konuşma yetilerinin de) modern insana benzerlik gösterdiği ortaya çıkarıldı.
Çin’in güneyinde, mükemmele yakın şekilde korunmuş, oviraptorosaur türü bir dinozorun tam gelişmiş embriyo fosilinin keşfi de yılın son günlerinde önemli bir haber oldu.