Çözünebilir Kalp Pili

ABD’li bilim insanlarının geliştirdiği yeni bir kalp pili, zaman içinde kendiliğinden çözünerek operasyon ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Geçici olarak kalp pili kullanması gereken hastaların tedavi sürecinde önemli bir kolaylık sağlayacağı düşünülen cihaz, fareler, tavşanlar, köpekler ve insan kalp dokusu üzerinde başarıyla denenmiş.

Kalp pilleri, 1958 yılında ilk defa kullanılmaya başladığından bu yana milyonlarca insanın sağlığına kavuşmasına yardımcı oluyor. 2018-2019 yıllarında yalnızca İngiltere’de 32.902 kişiye kalp pili takıldığı belirtiliyor. Bazı hastaların, kalp ritmini düzenleyen bu cihazları hayatları boyunca kullanmaları gerekiyor. Fakat bazen hastaların, örneğin açık kalp ameliyatı veya kalp krizi sonrasında, geçici olarak kalp pili kullanması gerekiyor. Hasta sağlığına kavuştuktan sonra bu kalp pilleri operasyonla çıkarılıyor. Ne var ki, hem bu operasyon sırasında komplikasyonlar yaşanabiliyor, hem de kalp pilinin düzgün çalışması için gereken kablo, kullanım süresince enfeksiyonlara yol açabiliyor.

Dr. Rishi Arora ve ekibinin, bu komplikasyonların önüne geçebilmek için geliştirdiği yeni kalp pili, 15 mm boyunda, 0,25 mm kalınlığında ve yalnızca yarım gram ağırlığında. En önemli özelliğiyse belirli bir süre içinde kendiliğinden çözünmesi ve bu sayede operasyon ihtiyacını ortadan kaldırması. Yapımında kullanılan tungsten kaplı magnezyum, silikon nano-zar ve Candelila mumu gibi malzemelerin tümü biyoemilebilir, yani beden tarafından parçalanarak etkisiz hale gelebiliyor. Cihazın boyu ve kalınlığını değiştirerek, hastanın ihtiyacına göre işlev süresi önceden ayarlanabiliyor.

Ayrıca, kablosuz teknoloji sayesinde pil veya kablo ihtiyacını da ortadan kaldırıyor, yani aslında buna ‘‘kablosuz kalp pili’’ demek daha doğru olur. Böylece hem cihazın yerleştirilmesi kolaylaşıyor hem de enfeksiyon riski ortadan kalkıyor. Harici olarak programlanabiliyor ve kontrol edilebiliyor.

Üstelik maliyeti de çok yüksek değil; bu aşamada yaklaşık 100 ABD dolarına üretilebiliyor. Fakat cihaz henüz hastalar üzerinde denenmediğinden, yasal düzenleme aşamalarından geçmesinin yıllar alacağı öngörülüyor.

Bu ‘‘geçici’’ elektronik teknolojisinin tıp ve biyomedikal araştırmalarda yepyeni bir sayfa açacağı iddia ediliyor. Araştırmada görevli bilim insanlarından Dr. Igor Efimov’a göre, ‘’biyoemilebilir malzemeler sayesinde çok çeşitli teşhis ve tedavi cihazları üretilebilir. Hastalıkların ve tedavilerin takibinde, elektrik, farmakolojik ve hücre terapilerinde, gen programlama ve diğer çalışmalarda süreçleri kolaylaştırabilir.’’