#

Neden Hediye Veririz?

Bilim Dalları
Etiketler

Yeni yıl kapıda! Yeni bir yılın gelişini kutlamak için sevdiklerinize hediye vermek hoşunuza gidiyorsa büyük bir olasılıkla internet üzerinden mağazalarda dolaşmaya çoktan başlamışsınızdır. 

Birine hediye vermek iyi de hissettiriyor. Araştırmalar, bağış yapmanın veya hediye vermenin, bağış alındığında olduğundan daha uzun süre mutlu hissettirdiğini gösteriyor. Bu fikir ilk bakışta mantığa aykırı gelse de, başkalarından hediye veya para aldığımızda yaşadığımız mutluluk hissine alışmaya başlıyoruz, yani bu deneyimi normalleştiriyoruz. Dış kaynaklardan devamlı bir şeyler almak, hedonik adaptasyon fenomeni adı verilen bir durum dolayısıyla aldığımız/kazandığımız şeyden bize kalan neşenin zamanla azalmasına sebep oluyor. 

Çok arzu ettiğiniz bir şeyi elde ettiğiniz bir anı hatırlayın örneğin, Koç Üniversitesi’ni kazandığınız haberini aldığınız an gibi. Tahmin ediyoruz ki, kampüse ilk adım attığınızda içinizde büyük bir coşku vardı! Fakat zaman geçtikçe bir Koç Üniversitesi öğrencisi olarak yaşamaya alıştınız. 

Belki de geçen sene yeni yıl hediyesi olarak size güzel bir kahve kupası armağan edildi. Bu kupayı ilk aldığınız zaman neler hissettiniz ve şu an neler hissediyorsunuz?

Başkalarına hediye vermek hedonik adaptasyonun panzehiri olabilir. Chicago Üniversitesi Booth İşletme Fakültesi’nden sosyal psikolog Ed O’Brien ve Northwestern Üniversitesi Kellogg Yönetim Bilimlerinden araştırmacı Samantha Kassirer başkaları için para harcamanın insanların mutluluklarını zamanla nasıl etkilediğini incelediler. 

Araştırmacılar, başkaları için sürekli para harcamanın insanların mutluluklarını sürdürmelerine yardımcı olup olmadığını incelemek amacıyla iki deney yaptılar. İlk deney için katılımcılara 5 gün boyunca 5 dolar verildi ve bu parayı her gün aynı şey için harcamaları gerekiyordu. Daha sonra O’Brien ve Kassirer katılımcıları rastgele olarak iki gruba yerleştirdi: 1) Parayı kendileri için harcamak üzere 2) Parayı başkası için harcamak üzere – kafede bahşiş bırakmak ya da yardım derneklerine bağış yapmak gibi. Katılımcılar sonrasında deneyimlerinin mutluluk seviyelerine nasıl etki ettiğini bildirdiler.

Deney sonuçlarına göre tüm katılımcılar aynı mutluluk seviyesinde başlamış olsalar da, parayı kendileri için harcayan katılımcıların mutluluk seviyeleri zaman içinde düşerken parayı başkalarına verenler beş gün boyunca mutluluk seviyelerini koruyabildiler.  

İkinci deneyde katılımcılar internet üzerinden 10 etaplık bir yapboz oyunu oynadılar. Herkes etap başına 0,05 dolar kazandı ve bir önceki deneyde olduğu gibi katılımcılar parayı ya kendilerine sakladılar ya da bir derneğe bağışladılar. Sonuçlar, ilk çalışmaya benzer bir şekilde kazandıkları parayı derneğe bağışlayan katılımcıların mutluluk seviyelerinin parayı kendilerine saklayanlara göre daha yavaş bir hızla düştüğünü gösterdi. 

Araştırmacılara göre, verme eylemi mutluluk artıran özgün bir deneyim olması nedeniyle “vericilerin” mutluluk seviyelerini zaman içinde koruyabilmelerini sağlıyor. İnsanlar hediye veya para aldıklarında hedonik adaptasyon sebebiyle mutluluk seviyeleri zamanla azalıyor. Ayrıca, alan tarafta olmak deneyim yerine sonuç odaklı olmamıza da sebep olabilir. Eğer ne aldığımıza aşırı derecede odaklanırsak başka insanlarda olanlarla kendi elimizdekini kıyaslamaya başlayabiliriz. Boşuna dememişler, “kıyaslamak neşenin hırsızıdır.”

Bu yıl kendiniz için bir deney yapmaya ve hediye almanın ve vermenin mutluluğunuzu nasıl etkilediğini gözlemlemeye ne dersiniz? Unutmayın, iş hediye almaya gelince önemli olan hediyenin ne kadar pahalı olduğu değil, hediye alma niyetinizdir. 

REFERENCES

  • 1. O’Brien, E. & Kassirer, S. (2018). People are slow to adapt to the warm glow of giving. Psychological Science, 30 (2), 193-204. https://doi.org/10.1177/0956797618814145
  • 2. https://www.psychologicalscience.org/news/releases/the-joy-of-giving.html
  • 3.