#

Yoksa Büyük Patlama’nın Sonu Yok mu?

Bilim Dalları
Etiketler

1920’lerin sonunda Amerikalı gökbilimci Edwin Hubble’ın neredeyse bütün galaksilerin giderek artan bir hızla birbirinden uzaklaştığı gözlemi Büyük Patlama kuramının formüle edilmesinde önemli rol oynamıştı. Hubble’ın keşfi galaksilerin daha önce birbirlerine çok çok daha yakın olduklarını gösteriyordu. Hatta 13,8 milyar yıl önce Evren’deki tüm madde ve enerji, geleneksel fizik kurallarının olmadığı bir noktada, sonsuz bir yoğunluk ve sıcaklıkla ilk halde sıkışmış, büzüşmüş durumdaydı.

Evrenbilimciler bu durumu matematiksel bir kavram olan “tekillik”le ancak tanımlayabildiler. Yani, sonsuz, belirsiz, sınırsız… Ve bu yoğun, sıkışık, tarifsiz “ilk halin” 13,8 milyar yıl önce patlamasıyla evrendeki yüz milyarlarca galaksi oluştu.

Teori o zamandan bu yana Evren’in başlangıcı ve evrimine dair en bilinen, en kabul gören açıklama olarak kabul ediliyor.

Ve fakat o da nesi?

Ve fakat J.C.S. Neves ve bir grup araştırmacı, Büyük Patlama olarak adlandırdığımız ve uzay zaman tekilliğine ihtiyaç duyan standart kozmolojik modeli bertaraf etmeyi öneriyorlar. Şöyle ki, zamanın bir başlangıcı olduğu ve mevcut genişlemenin o büzüşme evresi sonrasında gerçekleştiği fikrine hapsolmak zorunda değiliz diyorlar: “Kim bilir, halen devam eden genişlemeye önceki büzüşme sürecinden arta kalan ve sıçramanın darboğazından (bottleneck of the bounce) bozulmadan geçmiş karadeliklerin kalıntıları eşlik ediyor olabilir.”

Evren’de iki çeşit tekillik var. Biri iddia edilen kozmolojik tekillik, yani Büyük Patlama. Diğeri de karadeliklerin olay ufku ardına saklanan tekillik.

1968’de Amerikalı fizikçi James Bardeen, karadelikleri tanımlayabilmek için genel görelilik denklemlerini matematiksel bir numarayla yeniden düzenlemişti. Karadeliğin kütlesini daha önce yapılageldiği gibi sabit olarak almamış, karadeliğin merkezine olan uzaklığına göre değişen bir fonksiyon olarak değerlendirmişti. Böylece “düzenli” karadelik olarak tanımlanan başka bir tür karadelik türetmişti.

Karadeliği tanımlayansa, onun tekilliği değil, olay ufku. Orada tekilliğin oluşmasını engelleyen farklı bir uzay zaman vardır. Tekillik karadeliğin merkezinde yer alır, ama her karadelik tekillik barındırmak zorunda değildir; en azından teoride. Düzenli karadeliklerde tekillikten eser yoktur. Düzenli karadelikler genel göreliliği ihlal etmedikleri sürece var olabilirler.

O zaman diyor ki Neves, “Genel görelilik denklemlerine matematiksel bir numara çekip, düzenli karadeliklerde tekilliğin oluşması önlenebiliyorsa, bu durumda aynı mantık düzenli Sıçrayan Evren modeli için de yürütülebilir." Neden olmasın.

 

Büzüşmeden kaçıp kurtulanlar

“Kozmolojik tekilliği veya Büyük Patlama’yı devreden çıkarmak, Sıçrayan Evren modelini teorik olarak da olsa yeniden gündeme getiriyor. Uzay zamanın başlangıcındaki tekilliğin yokluğu, önceki büzüşme sürecinin kalıntılarının bu süreçsel değişime direnmesi ve Evren’in halihazırdaki genişleme sürecinde bizlerle birlikte olması olasılığına kapı aralıyor” diyor Neves.

Peki, Evren’in bir başlangıcı var mıydı, yok muydu? Genel görelilik, bugün en azından teoride Büyük Patlama’sız, tekilliği olmayan evren modeline izin veriyor. O zaman nasıl emin olacağız bu hipotezin doğruluğundan? Neves’in cevabı şu: “Bunun için büzüşme sürecinden kurtulabilmiş ve Evren’de yaşamını hâlâ sürdüren kara deliklerin ve diğer kalıntıların peşine düşeceğiz.”

Gerçek sonsuzluk

Bu varsayım bizi üç olası sonuca götürebilir: Evren giderek artan hızlarla genişlemeye devam eder; genişleme sona erer ve sonrasında Evren sabit halini korur; genişleme tersine dönerek galaksilerin giderek artan hızla birbirine yakınlaşmasına yol açar ve gelecekteki “Büyük Çöküş” ile her şey birbirine kaynaşır.

“Durum buysa, yani üçüncü şıkta olduğu gibi madde ve enerjinin inanılmaz sıcaklık ve yoğunluğa ulaşmasıyla Büyük Çöküş’ü yaşayacaksak, süreç yeniden tersine dönebilir. Bir sıçramayla veya zıplamayla yeniden patlayarak yeni bir Evren döngüsünü başlatabilir ve bu durum biteviye devam eder” diyor Neves. Evrenlerin, Sıçrayan Evren modelinden türeyerek zincirleme olarak birbirinin yerini alması halini de Döngüsel Evren olarak adlandırıyorlar.

Çok teşekkür ederiz Neves ve ekibi. Bize gerçek sonsuzluğun tanımını yaptınız.

REFERENCES

  • 1. https://archaeologynewsnetwork.blogspot.com/2017/11/before-big-bang.html#WQxWJkswuckSdm5Z.99