#

Nasıl Bir Tolerans Penceresinden Bakıyorsunuz?

Bilim Dalları
Etiketler

“Uyaran ve tepki arasında bir boşluk vardır. O boşlukta ise cevabımızı seçme gücü vardır. Cevabımızda ise gelişim ve özgürlük yatar.”

Viktor E. Frankl

Stres kaçınılmazdır ancak stres hayatımızı mahvetmek zorunda değil. Sistemimizi adrenalin ve kortizol gibi stres hormonu kokteyli ile basan ve duygusal olarak bizi tetikleyen olaylara nasıl cevap vereceğimiz konusunda özgürlüğe sahibiz. 

İnsan beyni ve vücudu bilinçli bir etkimiz olmadan otomatik olarak harekete geçebilen müthiş bir stres-cevap sistemiyle donatılmıştır. Ekstra bir işin üstünüze yığıldığı ya da derste pop quiz gibi bir sürprizle karşılaştığınız anları aklınıza getirin. Belki bu durumda çok sinirli hissettiniz ve canınız sıkıldı ya da çaresiz ve içe kapanmış da hissetmiş olabilirsiniz. 

Stresli işler, sürekli korna çalan bir araba ya da gecenin üçünde dışarıda havlayan bir köpek gibi olayların hepsi bizde duygusal tepkilerin açığa çıkmasına sebep olabilir. Ancak bu durum sonlandığında “normale” çabucak geri döneriz. 

Stresle baş ediş biçimimiz tolerans penceremize bağlı olarak birbirinden farklıdır. Tolerans penceresi California, Los Angeles Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde klinik psikiyatrist olan Dr. Dan Siegel tarafından geliştirilmiş bir modeldir. Dr. Siegel, duyguların tolere edilebildiği ve bütünselleştirilebildiği bir “optimal uyarılmışlık” alanı olduğunu ileri sürüyor. Bu ideal duygusal alanın hepimiz için farklı olduğu düşünülüyor. Bu da yanınızdaki kişiden daha geniş veya dar bir tolerans penceresine sahip olabileceğiniz anlamına geliyor.

Eşiği ne zaman geçtiğinizi bilmek, stresli olaylarla ortaya çıkan rahatsız edici duygulara tolerans gösterebilme açısından kritiktir. Fazla uyarılmış bir durumda kişi kendini duygusal olarak tepkisel, korkmuş, öfkeli hissedebilir ve düşünceleri zihninin içinde koşturuyormuş gibi gelebilir. Diğer yandan, kişi kendini az uyarılmış bir durumda buluyorsa kendini hissiz, boşlukta, “aklı orada değil” gibi hissedebilir ve düşünmekte zorlanabilir. Az uyarılmış kişilerde motivasyon düşüklüğü ve depresyon da sık rastlanan durumlardır. 

Sempatik (örn., kaç/savaş) ve parasempatik (örn., donma) sinir sistemlerinin harekete geçmesiyle yukarıda söz edilen fazla ve az uyarılmışlık durumları ortaya çıkabilir.  

İyi haber şu ki, tolerans penceremizi genişleterek zorlayıcı duyguları bunalmadan deneyimlemeyi öğrenebiliriz. Psikiyatrist Frank Corrigan ve Imperial College London’dan meslektaşlarının bir makalesine göre “bilinçli merak” (mindful curiosity) fazla uyarılma ve az uyarılma durumlarının ikisi için de düzenleyicidir. Bir başka deyişle, stres-cevap paternlerini öğrenmek bile tolerans penceresini genişletmeye yardımcı olabilir. Odaklı dikkat gerektiren aktiviteler, yatıştırıcı müzik dinlemek ve derin nefes alıp vermek aşırı uyarılma alanına yaklaştığınızda yardımcı olabilir. Eğer az uyarılmışlık alanındaysanız yüksek tempolu müzik dinlemek veya dışarıda bir yürüyüş yapmak gibi harekete geçiren aktivitelerin faydalı olduğu anlatılıyor. 

Hayatımızda strese sebep olan olayları her zaman kontrol edemeyiz ancak bizi yeniden dengeleyecek bir şekilde ihtiyaçlarımızı karşılamayı öğrenebiliriz.

REFERENCES

  • 1. Corrigan, F. M., Fisher, J. J.,& Nutt, D. J. (2010). Autonomic dysregulation and the window of tolerance model of the effects of complex emotional trauma. Journal of Psychopharmacology, 1-9. DOI: 10.1177/0269881109354930 jop.sagepub.com
  • 2. https://psychcentral.com/health/window-of-tolerance#tips