#

Bu Kimin Yavrusu?

Bilim Dalları
Etiketler

Kuyruksürengiller (İng. Mongoose; Lat. Herpestesidae), Türkiye’de firavunfaresi adıyla bilinen bir türü bulunan küçük bir etçil memeli ailesi. Güney Avrupa, Afrika ve Asya’da yayılım gösteriyor ve genelde gruplar halinde yaşıyorlar. Grup içindeki gebe dişilerin tümü aynı gün doğuruyor ve bu da epey ilginç bir sosyal duruma yol açıyor: Anneler, hangi yavruların kendi yavruları olduğunu bilemiyor. Bu karışıklık ise beklenmedik bir gelişmeyle sonuçlanıyor; toplumsal eşitlik ve kaynakların adil paylaşımı.

Uganda’da yedi farklı kuyruksüren grubu ile çalışan Exeter Üniversitesi araştırmacıları, bu fikri test etmek için ilginç bir yönteme başvurmuş. Grup içindeki gebe bireylerin bir kısmını düzenli olarak besleyerek, yeni doğan bireylerin bazılarına avantaj sağlamışlar. Yani, annesi daha iyi beslenen yavruların daha büyük ve sağlıklı doğması planlanmış. Doğum sonrasında ise, iyi beslenmiş annelerin kendi yavrularıyla değil, annesi daha az beslendiği için daha küçük doğan diğer yavrularla daha fazla zaman geçirdiği, emzirdiği, koruduğu ve ilgilendiği gözlemlenmiş. Kendi yavrusunu diğer yavrulardan ayırt edemeyen annelerin, böylece, grup içinde kimin daha çok ilgiye ihtiyacı varsa onu gözettiği tespit edilmiş.

Araştırmacılar, bu sayede yavrular arasındaki eşitsizliğin azaldığı ve grup üyelerinin tümünün gözetildiği ilginç bir sosyal düzenden bahsediyor. Aynı üniversitenin daha önce yürüttüğü başka bir araştırma, kuyruksüren grupları içinde rekabeti azaltmak için yeni doğan yavruların diğer bireyler tarafından öldürüldüğünü ve bunun sık sık yaşandığını ortaya koymuştu. Dolayısıyla, tüm gebe bireylerin aynı gün içinde doğum yapması ve böylece yavruların kimliklerini gizleyebilmesi, ilginç bir evrimsel hayatta kalma stratejisi olarak düşünülüyor. Ayrıca, dişilerin dişi yavrularla, erkeklerin ise erkek yavrularla daha fazla ilgilendiği de gözlemlenmiş.

Bu strateji, bazı uzmanlara Amerikalı filozof John Rawls’un adalet kavramı üzerine düşüncelerini hatırlatıyor. Rawls’un ‘‘bilgisizlik peçesi’’ (veil of ignorance) olarak adlandırdığı teorik yaklaşım, toplum içindeki bireyler ırk, etnik köken, cinsiyet, yaş, gelir gibi eşitsizliğe yol açan sosyal statü belirleyici durumlardan habersiz yaşadığı takdirde, ortak kaynaklara herkesin eşit olarak erişebildiği, daha adil bir toplumsal düzenin var olabileceğini ileri sürüyor.

Kuyruksürenlerin evrim sürecinde geliştirdiği bu düzen, annelerin biyolojik yavrularına değil, topluluk içinde yardıma en çok ihtiyaç duyan yavrulara daha fazla ilgi göstermesiyle sonuçlanarak, aslında kendi yavrularının da grup içinde dezavantajlı bir duruma düşmesini engelliyor. Dolayısıyla tüm grubun sağlığı gözetilmiş oluyor.

İnsan topluluklarında benzer bir sistemin kurulması tabii ki pek olası görünmüyor ve kuyruksürenleri inceleyen bilim insanları da zaten bunu önermiyor. Fakat bilim kurgu yazarları, uzun bir süredir benzer yaklaşımlara dayalı ütopik veya distopik toplumlar hakkında fikir yürütüyor. Çünkü toplum içindeki tüm bireylerin eşit olduğu kusursuz bir adalet sistemi, herkesin hayali.

REFERENCES

  • 1. https://www.sciencemag.org/news/2021/06/mongoose-mothers-help-their-colonies-thrive-forgetting-which-pups-are-theirs
  • 2. https://phys.org/news/2017-05-mongoose-pups-conceal-identity-survive.html
  • 3. https://www.independent.co.uk/climate-change/news/mongooses-society-inequality-fair-research-b1870835.html
  • 4. https://plato.stanford.edu/entries/rawls/