#

Bir Isırık, Bir Çiçek

Bilim Dalları
Etiketler

Geçtiğimiz 3 yıldır Dünya Arılar Günü olarak kutlanan 20 Mayıs’ı takiben yayımlanan bir araştırma, bombus arılarına dair ilginç bir davranış biçimi belirledi. Polen toplamak için gerekli çiçek miktarı yetersiz olduğu zaman, bitkilerin yapraklarına küçük ısırıklar atan bu tombul dostlarımız, böylece bitkilerin ortalama 30 güne kadar daha erken çiçeklenmesini teşvik ediyor.

Birbiriyle etkileşim içinde evrimleşen iki canlı türünün arasındaki ilişkiye, simbiyotik ilişki adı veriliyor. Simbiyotik ilişkilerin farklı çeşitleri olsa da, bu etkileşimden iki canlının da fayda sağladığı durumlar, tam da bu sebeple oldukça dikkat çekici. Bu olayı en iyi ortaya koyan örneklerden biri ise, belki de arılar ve çiçekler arasındaki vazgeçilmez aşk.

Çiçekli bitkilerin (Angiospermae) ortaya çıkmaya başladığı 125 milyon yıl öncesinden beri*, çeşitli böcekler ile aralarında hiç eksik olmayan bir ilişki var: çiçekler, böceklere besin sağlıyor, böcekler ise çiçekleri tozlayarak soylarının devam etmesini. Arıların bu ilişkideki rolü ise, herkes tarafından oldukça iyi biliniyor. Fakat evrim, devamlı değişen koşullara adapte olmayı gerektiren beceriler gerektiriyor ve bu araştırma, belki de değişken koşullara verilen tepki sayesinde geliştirilen bir davranış biçimini ortaya çıkarmış olabilir.

İklim değişikliği ve küresel ısınma gibi olgular, günümüzde doğrudan insan faaliyetleriyle ilişkilendirilse de, çok uzun bir geçmişe sahip dünyamızda bu tip durumlar sık sık yaşandı. Değişken iklim koşulları, bitkilerin çiçeklenme zamanını ve miktarını etkileyebiliyor, dolayısıyla hayatta kalabilmek için bu çiçeklere ihtiyaç duyan canlıların, sorunun üstesinden gelmek için çeşitli stratejiler geliştirmiş olabileceği düşünülüyor. Söz konusu araştırma, tam da bu noktaya parmak basıyor.

Hem laboratuvarda hem de sahada yürütülen gözlemler, bombus arılarının yapraklara küçük ısırıklar attığını ve bu eylemin bitkide daha erken çiçeklenmeyi sağlayan bir tepkiye yol açtığını belirlemiş. Araştırmacılardan Profesör Mark Mescher, ‘‘Çeşitli stres koşullarının bitkilerde çiçeklenmeyi sağladığı biliniyordu, fakat arıların çiçeklenmeyi bu şekilde hızlandırması, bizim için de beklenmedik oldu’’ diyor.

Her şey, arıların daha önce yaprakları ısırdığını saptayan, ama bunun sonuçlarını incelememiş olan başka bir çalışmanın dikkat çekmesiyle başlamış. Konuyu ele alan ETH araştırmacıları, daha önce diğer araştırmalarda da bu davranışın gözlemlendiğini bulmuş ve böylece olayı incelemek için çeşitli laboratuvar deneylerinin yanı sıra, saha çalışmaları yürütmeye başlamışlar. ‘‘En başta’’ diyor Profesör De Moraes, ‘‘arıların yapraklarla beslendiği veya bu dokuları koparıp kovanlara taşıdığı ihtimalleri üzerinde durduk. Fakat çiçeklenme ve stres arasındaki ilişkiyi bildiğimizden, gözlerimizi bu yöne çevirdik.’’

Laboratuvar deneylerinde, ortamda hiç polen yoksa veya çok az varsa, bombus arılarının yaprakları daha sık ısırdığı görülmüş. Bu ısırıklara maruz kalan domates bitkileri 30 güne, hardal bitkileri ise 14 güne kadar daha erken çiçeklenme belirtileri göstermiş (hiç ısırılmayan kontrol bitkilerine kıyasla).

Bilim insanları, bitkiler üzerinde aynı etkiyi oluşturup oluşturamayacaklarını anlamak için, yapraklara arılarınkine benzer biçimde, neşter kullanarak zarar vermeyi denemiş. Bunun belirli bir ölçüde çiçeklenmeye yol açtığını görseler de, arı ısırıklarına göre çok daha zayıf bir etki sağlamış. Böylece, arıların ağzından salgıladığı bir kimyasalın, bundaki etkisi olasılık kazanmış.

Araştırmada kullanılan bombus arıları tarımsal amaçlarla özel olarak üretilen türler olsa da, saha çalışmalarını ziyaret eden en az iki farklı bombus türünün de yaprakları ısırarak aynı etkiye yol açtığı saptanmış.

Bu noktada iki ilginç sonuçla karşılaşılmış. Birincisi, ortamdaki çiçeklerin miktarı artırıldığında, bu davranış biçimi istikrarlı biçimde azalmış. Yani bu ısırıkların temel amacı, bitkileri çiçeklenmeye teşvik etmek. İkincisi ise, hemen yakınlardaki çiçekleri ziyaret etseler bile, bal arılarının böyle bir davranış sergilemediği ve çiçeksiz bitkileri tamamen göz ardı ettiği.

Araştırmacılar, bu kadar iyi çalışılmış bir canlıda böylesine önemli bir davranış biçimi keşfetmiş olmaktan ötürü biraz da şaşkın.

Özellikle insan kaynaklı iklim dengesizliklerinin sık sık yaşandığı bu dönemde, bombus arılarının sorunlarla başa çıkma becerisine sahip olduğunu görmek, içimizi biraz da olsa rahatlatıyor.

 

* Çiçekli bitkilerin (Angiospermae), 79 milyon yıl süren Kretas Dönemi’nde ortaya çıktığı tahmin ediliyor, yani 145 – 66 milyon yıl öncesinde. Bazı araştırmalar, bu evrimin yaklaşık 100 milyon yıl daha erken gerçekleştiğini gösteren deliller sunsa da, şimdilik genel kanı bu yönde.

REFERENCES

  • 1. https://www.scientificamerican.com/article/bumblebees-bite-plants-to-force-them-to-flower-seriously/?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=week-in-science&utm_content=link&utm_term=2020-05-22_top-stories&spMailingID=65315717&spUserID=MzkzMjUwMTc0NjE4S0&spJobID=1883140889&spReportId=MTg4MzE0MDg4OQS2
  • 2. https://phys.org/news/2020-05-bumblebees-piercing.html?utm_source=nwletter&utm_medium=email&utm_campaign=daily-nwletter