#

Avustralya Neden Yanıyor?

Bilim Dalları
Etiketler

2016’dan sonra, muhtemelen tarihin en sıcak ikinci yılı olarak kaydedilen 2019, aynı zamanda tarihin en sıcak on yılını (2010-2020) da sonlandırmış oldu. Temmuz ayı ise, bilinen en sıcak ay olarak, kuzey yarımkürenin 2019 yazına damga vurdu. Bu dönemde, dünyanın ciğerleri olarak adlandırılan Amazon Ormanları, mevsim normallerinin çok üzerinde seyreden binlerce yangın ile mücadele etti. Kuzey yarımküre, kış yağışlarının gelmesiyle bir oh çekmişken, kurak döneme henüz giren Avustralya’daki mevsimlik yangınlar, kontrol edilemez boyutlara ulaştı, ve maalesef, kısa süre içinde sonlanacak gibi de görünmüyor. Şu ana kadarki kayıtlara göre, 500 milyondan fazla canlıyı yerinden etti veya canını aldı, 7,3 milyon hektar alanı yok etti, 24 insanın hayatına mal oldu, çok sayıda yerleşim alanına 700 milyar doların üzerinde maddi hasar verdi. Bazı bölgelerde başlayan yağmur, geçici bir rahatlama sağlamışsa da, mevsimin devamında daha da yüksek sıcaklıklar öngörülüyor.

Yanan alanların karşılaştırması için, 2019 Amazon Ormanları yangınlarının toplamda 900 bin hektara zarar verdiğini hatırlayalım. ABD’nin California Eyaleti’nde ise, yine 2019’da, 100.000 hektardan biraz fazla alan hasar görmüştü.

Temmuz ayının sonlarında Avustralya genelinde başlayan yangınlardan en fazla etkilenen bölge, Sydney ve Melbourne gibi büyük şehirlerin bulunduğu Yeni Güney Galler (New South Wales – NSW). Bazıları küçük alanlar veya mahallelerde başlayan yangınlar birkaç gün içinde kontrol altına alınabiliyorken, aylardır durmadan yanan çok büyük alanlar, hem ekolojik hem de ekonomik, çok büyük hasara yol açmaya devam ediyor. Şu anda yalnızca NSW bölgesinde 100’ün üzerinde bağımsız yangın, canlıları tehdit ediyor.

Sydney kentinin hava kalitesi, duman nedeniyle, zararlı düzeyin 11 katı ölçüldü.
KAYNAK: Steven Saphore / EPA

Dünya tarihinde insan kaynaklı ekosistem bozulmalarının en büyük ölçekte ve şiddette yaşandığı Avustralya kıtası, oldukça hassas bir ekolojik dengeye sahip. Avustralya yerlisi Aborjinler’in kültür zenginliği de, bu denge üzerinde kurulu gelenekleri ve uygulamaları binlerce yıldır sürdürüyor. Çalı yangını (bushfire) olarak adlandırılan mevsimlik yangınlar, sıra dışı değil. 2009 yılında, 173 kişinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan Kara Cumartesi yangınları, şimdiye kadarki en kötü yangın felaketi olarak Avustralya tarihine geçmişti. 2017 ve 2018 yılları da oldukça kuru geçmişken, bu sene erken başlayan kuraklık nedeniyle koşullar çok daha zorlu. Üstelik, yetkililerin üç ay süreceğini bildirdiği kurak mevsimin henüz başlarındayız. Aralık ayı, en yüksek ulusal sıcaklık ortalamaları ile (41,9 °C), rekor kırdı bile.

Avustralya çalı yangınları, Amazon yangınlarının aksine, genelde doğal sebeplerle ortaya çıkıyor (Amazonlar’da, tarım ve hayvancılık için alan açmak ya da yalnızca ağaçları satmak amacıyla çıkarılan yangınların aksine). Örneğin, kurak bölgelere düşen yıldırımlar, çok kısa sürede çok hızlı biçimde yayılabiliyor. Şiddetli rüzgârlar da durumu kolaylaştırmıyor. Aborjin geleneklerinde, meraların kendini yenilemesi ve otçul av hayvanlarını bölgeye çekmek için kasıtlı ve kontrollü olarak yangın çıkarıldığına dair uygulamalar olduğu da biliniyor.

Yine de, Avustralya’da kasım ayından bu yana 200’e yakın kişi, kundakçılık suçundan göz altına alındı ve bunların yaklaşık 100’ü, kasıtlı yangın çıkarmak suçundan tutuklandı.

Alevler, yerleşim bölgelerine de ulaştı ve binlarce haneye zarar verdi.
KAYNAK: Dean Lewins / AAP

Bu geçici yangınlar, mevsimlik olarak her sene görülse de, bu sene normalin üzerinde seyreden sıcaklıklar ve kuraklık, bazı bilim insanları tarafından küresel iklim değişikliğinin bir yansıması olarak tanımlanıyor. Verilere göre, dünyanın geri kalanı gibi Avustralya da, son on yıldır gittikçe ısınıyor.

Yangınların yaban hayat üzerindeki etkileri ise, maalesef çok üzücü. Net rakamlar ve değerlendirme, ancak alevler söndürüldükten sonra gerçekleştirilebilecekse de, Sydney Üniversitesi araştırmacılarına göre ülke genelinde 1 milyar canlının alevler nedeniyle hayatını kaybettiği veya yerinden olduğu tahmin ediliyor (yalnızca NSW’de 500 milyon canlı). NSW bölgesindeki koalaların neredeyse üçte birinin hayatını kaybettiği, yaşam alanlarının üçte birinin yok olduğu belirtiliyor. Neyse ki, ülkenin geneline yayılmış olan koalaların soyu tükenme tehlikesi altında değil. Fakat daha dar ekolojik nişlerde yaşayan, veya nüfusu daha az olan bazı kurbağa ve kuş türleri yok olma tehditi altında kalabilir.

Ayrıca, uzmanlar 100 binin üzerinde küçük ve büyük baş besi hayvanının yangınlar nedeniyle hayatını kaybettiğini tahmin ediyor.

Çeşitli ülkeler, yardım amaçlı uzman itfaiyeciler göndererek ve ekipman desteğiyle Avustralya hükümetine yardım ediyor. Ünlüler arasından da ciddi maddi yardım yapanlar da var. Bu kadar büyük ölçekli bir felaketin karşısında, alevlerle mücadele edenlerin büyük bir kısmını gönüllü itfaiyeciler oluşturuyor.

Yangınlardan kurtarılmış bir koala, Port Macquarie Koala Hastanesi’nde tedavi görüyor.
KAYNAK: Saeed Khan / AFP

Kurak mevsimin henüz başladığı Avustralya’daki canlıların tümüne, önümüzdeki zorlu birkaç ay boyunca güç diliyor ve bu vesileyle kendi tüketim alışkanlıklarımız, karbon ayak izimiz ve küresel ısınmaya kasıtlı veya kasıtsız katkımız üzerine düşünmemiz gerektiğini hatırlatıyoruz. Çünkü, önümüzdeki yıllarda giderek şiddetleneceği tahmin edilen bu tür felaketlerin, yalnızca felaketin yaşandığı bölgeyi değil, tüm dünyayı ve bu dünya üzerinde yaşayan her canlıyı olumsuz etkileyeceğini unutmamak gerekir.

Avustralya’daki yangınların güncel durumunu harita üzerinde görüntüleyebilirsiniz.

REFERENCES

  • 1. https://www.climatecentral.org/gallery/graphics/the-10-hottest-global-years-on-record
  • 2. https://edition.cnn.com/2020/01/01/australia/australia-fires-explainer-intl-hnk-scli/index.html
  • 3. https://www.bbc.com/news/world-australia-50980386
  • 4. https://www.theepochtimes.com/nearly-200-people-arrested-in-australia-for-deliberately-lighting-bushfires_3195827.html
  • 5. https://www.bbc.com/news/50986293