Sıkı Can İyidir; Yaratıcı Yapar
Can sıkıntısı; ondan kaçıp kurtulmak için elimizden geleni yaparız. Sıkıntının dibine vurduğumuzda hiçbir şey ilgimizi çekmez. Sanki biri heyecanın fişini hayatımızdan çekivermiştir ve bir boşluk duygusuyla kalakalırız.
Ah keşke bizi rahatlatacak ve kafamızı dağıtacak bir şey olsa da, hayatımızın şu an için ne kadar sıkıcı olduğu fikrinden başka bir şeye odaklanabilsek…
Fakat şu soruların da üzerine düşünmeye değer: Sıkılmaya izin versek ne olurdu? Boşluk duygusundan kaçmaktansa onunla kalsak nasıl olurdu?
Can sıkıntısıyla çalışan araştırmacılar da bizi tam olarak bunu yapmaya davet ediyor; sıkılmanın aslında yaratıcılık kapılarını açtığını ileri sürüyorlar.
Psikologlar can sıkıntısını nasıl tanımlıyorlar?
Can sıkıntısı genelde yapacak hiçbir şey olmadığında yaşadığımız bir durum olarak düşünülür. Ancak canımız, potansiyel olarak yapabileceğimiz tüm şeylerin arasından hiçbirini çekici bulmadığımız zaman sıkılmaya başlar. Yani, yapacak şeyimiz yok değil.
Central Lancashire Üniversitesi’nden Sandi Mann ve Rebekah Cadman’ın da altını çizdiği üzere bilim dünyasında can sıkıntısının henüz net bir tanımı yok. Dolayısıyla, araştırmacılar sıkılma deneyimini anlatan anahtar kelimelerin ve kavramların üzerine yoğunlaşıyor. Örneğin, bazı araştırmacılar can sıkıntısını ilgi çekici bir aktivite bulunamadığında yaşanan özgün bir duygusal durum olarak tanımlıyor. Diğerleriyse sıkılmayı, heyecanlandırıcı bir aktivite arayışında olduğumuz “sinirsel uyarılma” durumu olarak tanımlıyor.
Can sıkıntısı temel olarak olumsuz duygularla ilişkilendirilse de, Mann ve Cadman faydalarını savunuyorlar. Uyarılma arzusu, önemli şeylere (veya evrimsel olarak tehlike oluşturan şeylere) odaklanma fırsatı, zorluk arayışı ve aksiyon odaklı zihin yapısı sıkılmanın faydaları arasında yer alıyor.
Can sıkıntısı ve yaratma potansiyeli
“Sıkıldığınızda hayal kurmaya başlarsınız, zihin amaçsızca düşünce üretmeye başlar ve bu yaratıcılık sürecinin oldukça önemli bir parçasıdır” diye açıklıyor Sandi Mann.
Mann ve Cadman can sıkıntısının yaratıcılığı nasıl etkilediğini araştırmak için birtakım çalışmalar yaptılar. Bir çalışmada, sıkıcı grubun katılımcılarından telefon rehberindeki numaraları kopyalamaları istendi. 15 dakikalık bu sıkıcı görevden sonra çalışma sırasında hayal kurduklarını kabul edenler bir sonraki yaratıcı göreve katılma hakkı elde ettiler – görevleri, üç dakika içinde iki polistiren bardağın farklı kullanım şekillerini bulmaktı. Yanıtlar özgünlük ve işlevsellik üzerinden değerlendirildi. Çalışma sonunda, araştırmacılar sıkıcı yazı görevinin yaratıcı görevde verilen yanıtları artırdığını buldu.
İkinci sıkıcı görev için araştırmacılar çalışmaya okuma görevini kattıklarında da yaratıcı yanıt sayısında artış gözlendi. Sıkıcı yazı görevlerindense okuma görevlerinin hayal kurmayı daha fazla kolaylaştırdığı, dolayısıyla da yaratıcılığı artırdığı düşünülüyor.
Birazı faydalı
Herkes zaman zaman sıkılır. Bu insan deneyiminin normal bir parçası. Ancak, fazla can sıkıntısı heyecandan yoksun karanlık bir kuyuya bizi çekebilir. Biraz can sıkıntısı zihnimizi özgür bırakabilir ve hayal kurmayı teşvik eder.
Bir daha canınız sıkıldığında zihninizin sizi nereye götürdüğünü gözlemleyin. Kim bilir kendinizi nerede bulacaksınız?
REFERENCES
- 1. Mann, S., & Cadman, R. (2014). Does being bored make us more creative? Creativity Research Journal, 26 (2), 165-173. ISSN 1040-0419
- 2. https://www.bbc.com/reel/video/p06ld805/why-it-s-good-to-let-boredom-into-your-life
- 3. https://thepsychologist.bps.org.uk/volume-28/april-2015/exciting-side-boredom