
Pandemi Günlerinde İklimden Haberler
Şubat ayıyla birlikte tüm Dünya’da ciddiyet kazanmaya başlayan Covid-19 salgını, toplumsal altyapıyı oluşturan her öğenin birbiriyle nasıl bağlantılı olduğunu da göz önüne serdi. Halk sağlığını korumaya yönelik karantina uygulamaları ve sosyal kısıtlamalar nedeniyle, tarım, turizm, sanayii, ulaşım ve tabii ki sağlık sektörleri ciddi bir darbe aldı. Bu gelişmelerin ekonomik ve dolayısıyla sosyal ve siyasi açıdan doğuracağı sonuçları herkes endişeyle bekler ve bundan sonraki ‘‘normalleşme’’ sürecinin nasıl olması gerektiğiyle ilgili de çeşitli yorumlar yapılırken, şu geçtiğimiz iki-üç ay içinde yaşanan tüm gelişmelerin, fosil yakıt tüketimi ve buna bağlı sera gazı salımına etkileri de ortaya çıkıyor.
Sanayii, turizm, ulaşım gibi fosil yakıt obezi sektörlerdeki durgunluk sebebiyle, 2020 küresel enerji emisyonlarının %8 düşmesi öngörülüyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre (International Energy Agency – IEA), 2020’nin devamında kömür, petrol ve gaza bağlı enerji talebi düşmeye devam edecek ve 2008 yılındaki küresel ekonomik krizden yedi kat küçülmeyle sonuçlanacak. Örnek vermek gerekirse bu, Dünya’nın en büyük üçüncü enerji tüketicisi Hindistan’ın bütün enerji talebini kaybetmek anlamına geliyor.
Bununla beraber, rüzgâr ve güneş gibi düşük karbon enerji kaynaklarına yönelimin de arttığı belirlenmiş. Bu yenilenebilir enerji kaynaklarının, küresel elektrik üretiminin %40’ını oluşturacağı öngörülüyor.
Birleşmiş Milletler’e göre, CO2 emisyonlarının 2030’a kadar her sene %7,6 düşmesi gerekiyor ki, küresel ısınma, Paris İklim Anlaşması’nın ortak noktası olan 1,5 °C ile sınırlanabilsin. Covid-19 salgınına kadar, emisyonlar her sene artmaya devam ediyordu. Global Carbon Project’e göre, küresel emisyonlar 2010 ile 2018 yılları arasında ortalama %0,9 arttı. Yalnızca 2019’da görülen %0,6’lık artış, toplam 36,8 gigaton karbon salımına denk geliyor.
Peki, küresel enerji üretimi düşerken, gerçek CO2 salım rakamları neler söylüyor? Tüm Dünya’da 4 milyar küsur kişi tecrit altındayken, %8’lik düşüş kulağa biraz az gelmiyor mu? Her şey, emisyon tahminlerinin nasıl yapıldığına, enerji sistemimizin yapısına ve pandemi krizinin daha önceki ekonomik krizlerden farkına dayanıyor.
Çin’de salgının yoğun olduğu dört haftalık bir dönemde, emisyonların %25 düştüğü belirlenmiş. Benzer şekilde, ABD’nin 15 Mart – 14 Nisan arası emisyonları da bir önceki seneye göre %15-20 daha az. Fakat uzmanlar, 2020’nin ikinci yarısında ekonominin toparlayacağını öngörüyor, dolayısıyla IMF gibi kurumlar, küresel ekonomide yalnızca %3’lük bir küçülme bekliyor.
Ayrıca, daha önceki ekonomik krizlerden farklı olarak, azalan CO2 emisyonları büyük ölçüde ulaşım sektöründen kaynaklanıyor. Trafik, İngiltere’de %54, ABD’de %36 ve Çin’de %19 azaldı. Havacılık sektöründe de durum içi açıcı değil. Çin’de ilk 500 Covid-19 vakası belirlendikten sonraki üç ay içinde, hava ulaşımı %40 azaldı. Avrupa’da, her 10 uçuştan dokuzu, kalkış yapmadı.
Böylece, küresel petrol talebinde de tarihi bir düşüş yaşandı. Bu düşüşe bağlı ekonomik etki, kendisini benzin istasyonlarında da gösterdi, akaryakıt fiyatları bu süre içinde epey bir düştü. ABD’deki benzin tüketimi, Mart-Nisan ayında geçen seneye kıyasla %41 azaldı. Küresel uçak yakıtı talebinin de, 2019 Nisan-Mayıs aylarına kıyasla %65 azalacağı tahmin ediliyor. Hava ulaşımı, 2001 yılında yaşanan 11 Eylül olayından beri en büyük düşüşünü yaşıyor. En büyük krizi yaşayan Asya-Pasifik bölgesi uçuşları, %40’tan fazla azaldı. Covid-19 salgını, havacılık endüstrisinin gördüğü en büyük kriz olarak anılıyor.
Ama unutmayalım ki, ulaşım, toplam emisyonların yalnızca %20’sini oluşturuyor ve kara ulaşımı da bunun yaklaşık yarısına denk geliyor.
Tüm bunlara rağmen, küresel ekonomi, hâlâ muazzam miktarda petrol tüketiyor. Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, bu yılın ikinci çeyreğinde, Dünya’da günlük 76,1 milyon varil petrol tüketimi öngörülüyor.
Bunların yanı sıra, petrokimya endüstrisinin bazı sektörleri, örneğin gıda ambalaj üreticilerinin hammadde tüketimi de artmış gibi görünüyor.
Termik santrallerde enerji üretmek için yakılan kömür, küresel CO2 emisyonlarının %40’ını oluşturuyor. Petrol gibi kömür de, pandemi nedeniyle darbe almış olsa dahi, küresel rakamlar dudak uçuklatıyor. Yalnızca Çin’in kömür kaynaklı emisyonları (7,3 gigaton), ulaşımdan kaynaklı toplam küresel emisyonları aşıyor ve buna uluslararası havacılık ve nakliyenin katkıları dahil değil.
Pandemi nedeniyle yaşanan bu değişim ve rakamlar, özellikle gelişmekte olan ülkelerde temiz enerjinin daha ucuz olması gerektiğine dair görüşleri destekliyor. Breakthrough Enstitüsü iklim ve enerji yöneticizi Zeke Hausfather’e göre, Dünya’nın ihtiyacı olan dekarbonizasyonun gerçekleşebilmesi için ciddi bir teknolojik atılım gerekli.
Karbon dioksitin yanı sıra, fazla göz önünde olmayan bir de metan problemi var. CO2’den 80 kat daha etkili bir sera gazı olan metan, atmosferde karbon dioksite kıyasla çok daha kısa süre kalsa da, uluslararası iklim hedeflerine ulaşmayı engelleyen temel etkenlerden biri. ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Yönetimi NOAA verilerine göre, atmosferdeki metan seviyesi tarihin gördüğü en yüksek oranlarda seyrediyor. 2019 için tespit edilen metan yoğunluğu, 1875 ppm ile rekor kırmış duruma. Bilim insanları, son yirmi yılın en hızlı artış seviyesini gözlediklerini belirtiyor.
Metan salımının sulak alanlar gibi doğal ve hayvan çiftlikleri ile doğal gaz kuyuları gibi insan kaynaklı sebepleri var. Sulak alanlarda metan salan mikroorganizmalar için yapılacak fazla bir şey olmasa da, metan salımına yol açan insan faaliyetleri için çeşitli yaklaşımlar bulunuyor. Hayvancılık başlı başına bir konu olmakla beraber, metan salımını büyük ölçüde azaltmanın öncelikli hedefi, petrol ve doğalgaz kuyularındaki kaçakları durdurmak. Avrupa Uzay Ajansı’nın Troposferik İzleme Aracı sayesinde yapılan gözlemler, özellikle ABD’nin başlıca doğalgaz kaynağı olan Permian Havzası’nda büyük miktarda metan salımı tespit etti. 2018 Mayıs ayı ile 2019 Mart ayı arasını kapsayan dönemde, bu bölgedeki yıllık metan salımının 2,7 teragram olduğu tespit edildi. Bu, önceki tahminlerin (1,2 teragram) iki katından fazla. Son yıllarda bu havzada hızla artan üretim, altyapının kaldırabileceğinden fazla olduğu için böylesi bir salımın yaşandığı tahmin ediliyor.
Metan gazı kaçaklarıyla başa çıkmanın da çeşitli yolları var. Örneğin, bu kaçakları yakalayarak depolamak ve satmak, en başta yapılan yatırımı bir süre sonra telafi ediyor. Bazı tahminlere göre, petrol ve doğalgaz şirketlerinin, bu yolla herhangi bir ek masraf çıkarmadan, atmosfere salınan metanı %45 azaltabileceği öngörülüyor. Ama tabii ki bu firmalar genelde böyle bir yatırım yapmaktansa, daha fazla kâr getireceği için bu yatırımı yeni kuyular açmak için kullanmayı tercih ediyor.
Küresel Covid-19 salgınının, küresel enerji tüketimini etkileyerek sera gazı salımını kısa bir süre olsa da aşağıya çektiği bir gerçek. Ama ne olursa olsun, yukarıda bahsettiğimiz gibi, Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için daha çok çalışmamız lazım.
Dünya nüfusunun yoğunlaştığı şehirlerde ise, pandemi kaynaklı duraklamanın çok kısa bir sürede kendini gösterdiği bazı çevre etkileri oldu. Hava kirliliği nedeniyle yıllardır görülmeyen mavi gökyüzü manzaraları, Dünya’nın bazı büyük şehirlerinde yaşayanları şaşırtıyor. Uçuşların yasaklanması, kara trafiğinin durması ve bazı endüstriyel faaliyetlerin sekteye uğramasıyla, insanlar rahat bir nefes aldı diyebiliriz. DSÖ verilerine göre, kentsel alanlarda yaşayanların %80’i, güvenli limitleri aşan hava kirliliğine maruz kalıyor. Düşük gelirli ülkelerde ise durum çok daha vahim.
Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel-5P uydusundan alınan verilere göre, 2020’nin Ocak ve Şubat aylarında, Asya ve Avrupa’daki şehirler ve endüstriyel bölgelerin üzerindeki azot dioksit (NO2) seviyeleri, yer yer %40 kadar azalmış durumda (aynı bölgeler ve zaman dilimi için 2019 verilerine kıyasla). İngiltere’nin bazı şehirleri için bu rakam %60’a kadar ulaşıyor. Toronto Üniversitesi’nden bir araştırmacının iddiasına göre ise, 2020 Şubat ayında acil tedbirler alan bazı şehirlerdeki hava kirlilik oranı (Wuhan, Hong Kong, Kyoto, Milan, Seoul, Shanghai), 2019 verilerine kıyasla %20-40 daha az.
NO2’nin başlıca kaynağı ise kara ulaşımı ve enerji santralleri. Solunum yolları hastalıklarını, özellikle de astım gibi kronik vakaları güçlendirdiği biliniyor. Kalp ve akciğer sorunları yaşayanları çok daha ciddi etkileyen Covid-19 döneminde, bu rakamlar daha da önem kazanıyor. Unutmayalım ki, Dünya’da hava kirliliği nedeniyle her yıl 4,2 milyon kişi hayatını kaybediyor.
Araştırmacılar, kara ulaşımında elektrikli araçlara geçmenin, kentlerde hava kalitesini kalıcı olarak iyileştirmenin en iyi yolu
olduğunda hemfikir. Yalnız unutmamak gerekir ki, iş bu elektriğin nasıl üretildiğinde bitiyor. Yani yenilenebilir enerji üretim yöntemlerine geçilmesi, eğer kalıcı sonuçlar elde edilmek isteniyorsa, şart. Elektrik üretiminden kaynaklanan aylık NO2 salımını %10 azaltmanın, 500 termik santrali bir yıl boyunca kapalı tutmaya eşdeğer olduğunu belirtelim.
Pandemi döneminin ne kadar süreceğiyle ilgili tartışmalar devam etmekle birlikte, kısa sürede her şeyin eski haline dönmesi, henüz pek gerçekçi görünmüyor. Ama ne olursa olsun, bu yüzyılın en büyük krizlerinden biri olarak tarihe geçeceğine de kesin gözüyle bakılıyor. Kimileri, bundan sonra gelecek krizlerin bir habercisi olduğunu bile düşünüyor. Farklı görüşlere rağmen, bu gelişmeler ihtiyacımız olan değişimlerin ölçeğini açıkça gözler önüne seriyor. Bu kadar büyük bir duraklama döneminde bile, küresel CO2 salımlarının %80 oranında devam ettiği göz önüne alınırsa, iklim hedeflerine ulaşmak için daha çok çalışmamız gerektiği ortada.
REFERENCES
- 1. https://phys.org/news/2020-04-covid-emissions-fall-iea.html?utm_source=nwletter&utm_medium=email&utm_campaign=daily-nwletter
- 2. https://www.scientificamerican.com/article/why-co2-isnt-falling-more-during-a-global-lockdown/?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=earth&utm_content=link&utm_term=2020-04-29_top-stories&spMailingID=64637105&spUserID=MzkzMjUwMTc0NjE4S0&spJobID=1863563186&spReportId=MTg2MzU2MzE4NgS2
- 3. https://techxplore.com/news/2020-04-global-air-passenger-demand-steepest.html?utm_source=nwletter&utm_medium=email&utm_campaign=daily-nwletter
- 4. https://www.scientificamerican.com/article/methane-levels-reach-an-all-time-high/?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_campaign=week-in-science&utm_content=link&utm_term=2020-04-17_top-stories&spMailingID=64559050&spUserID=MzkzMjUwMTc0NjE4S0&spJobID=1862062955&spReportId=MTg2MjA2Mjk1NQS2
- 5. https://www.sciencenews.org/article/permian-basin-oil-region-leaking-twice-methane-once-thought?utm_source=email&utm_medium=email&utm_campaign=latest-newsletter-v2&utm_source=Latest_Headlines&utm_medium=email&utm_campaign=Latest_Headlines
- 6. https://phys.org/news/2020-04-air-quality-cities-action-covid-.html?utm_source=nwletter&utm_medium=email&utm_campaign=daily-nwletter
- 7. https://www.bbc.com/future/article/20200427-how-air-pollution-exacerbates-covid-19
- 8. https://theconversation.com/coronavirus-lockdowns-effect-on-air-pollution-provides-rare-glimpse-of-low-carbon-future-134685