#

Yaşamı Solucanlara mı Borçluyuz?

Bilim Dalları

Yeni ortaya atılan bir teze göre, yaşamımızı 500 milyon yıl önce okyanus tabanını oyarak global oksijen düzeyini doğru düzeyde tutan solucan benzeri canlılara borçlu olabiliriz. Yaklaşık 570 milyon yıl önce Kambriyen döneminin başlangıcında temel olarak okyanuslarda çoğalmaya ve çeşitlenmeye başlayan çok hücreli canlıların evrilmesi için oksijen düzeylerinin kritik bir düzeyde kalması gerekiyordu. Çünkü çok az oksijen denizlerdeki yaşamın ölmesi, atmosferdeki aşırı oksijen oranı da, bir şimşek çakmasıyla karalardaki bitkisel yaşamı ortadan kaldıracak devasa yangınlar demek olacaktı. Oysa önceki çalışmalar, 530 milyon yıl önceden başlayarak 30 milyon yıl süreyle  okyanuslardaki  oksijen miktarının sürekli azaldığını, ardından da belli bir istikrar kazandığını gösteriyordu.  Oksijen düzeylerinin neden dibe vurmayıp ya da katlanmayıp dar bir aralık içinde oynamasına şimdiye kadar sağlam bir açıklama getirilememişti.

Güney Danimarka Üniversitesi’nden jeokimyager Tais Dahl ile, İngiltere’deki Exeter Üniversitesi’nden jeokimyafizik modelcisi Richard Boyle’un geliştirdikleri bir hipotez bu bilmeceyi açıklar görünüyor.

Araştırmacıların geliştirdiği modele göre, bazıları boyları 40 cm’ye kadar ulaşan deniz solucanları ya da kurtları olan bu çokhücreli canlılar, okyanus tabanlarına gömülüp çamur yiyerek açtıkları yuva ve tünelleriyle Dünya’nın kimyasal yapısını değiştiren bir olaylar zinciri başlattılar.

Genellikle Priapulida adlı bir deniz solucanları şubesinden olan bu canlılar, deniz tabanını kazdıkça, daha eskiden çökelmiş tortul tabakalarının da deniz suyuyla temasını sağlıyorlardı. Deniz dibine çökelen her yeni tortul tabakasında bakteriler bulunur. Bu bakteriler deniz suyundaki oksijenle temas ettikçe, hücrelerinde fosfat denen bir kimyasal maddeyi depolarlar. Dolayısıyla bu solucanlar kazdıkları tünellerle eski tortul tabakarı da suyla temas ettirdikçe okyanus tortullarındaki depolanan fosfat artarken deniz suyunda azalmış.

Algler ve fotosentezle yaşayan öteki  deniz canlıları gelişimleri için fosfata gereksinim duyduklarından, deniz  suyundaki fosfatın azalması, çoğalmalarını yavaşlattı. Daha az fotosentezse, deniz suyuna daha az oksijen salınması anlamına geliyordu. Böylece, oksijen düzeylerini arttıkça otomatik olarak düşüren bir negatif döngü mekanizması oluştu. Peki oksijen neden kritik seviyenin altına düşmedi? Yazarlar şöyle açıklıyorlar: Suda oksijenin azalması, solucan sayısının da azalması demek. Bu da, oksijen düzeylerini daha da azaltacak tünellerin azalması anlamına geliyor. 

REFERENCES

  • 1. “Ancient worms may have saved Earth,” ScienceOnline, 5 Ağustos 2014