Yüzer Nükleer Santraller Deprem, Tsunami Tehditlerini Kaldıracak
Nükleer endüstri 2011’de Japonya’da Fukushima Daichii nükleer santralında reaktör kalbi erimesinin etkilerini hâlâ üzerinden atamamışken ve tüm dünyada nükleer programlar budanıp mevcut santralların da kapatılacağı duyurulurken, inşa ya da tasarım aşamasındaki yüzer nükleer santrallar yapımcılara krizden çıkış için bir kapı açar görünüyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden bir grup araştırmacı, Amerikan Makine Mühendisleri Derneği’nin Küçük Modüler Reaktörler Sempozyumuna sunulmak üzere, denizlerde petrol aramak için kullanılanlar gibi yüzer platformlara kurulu nükleer santrallar için bir tasarım geliştirmiş bulunuyor.
Rusya’nın Kuzey Denizi ve Pasifik kıyılarına elektrik sağlamak üzere planlanan bir dizi santralın ilkiyse, St. Petersburg tersanelerinden birinde inşa sürecinin sonuna yaklaşıyor.
Ancak, Amerikan tasarımının tersine, Rus santralı bir mavna üzerine inşa ediliyor. Denizaltılar ve Kuzey Denizi buzkıranlarına güç sağlayan donanma tipi iki reaktör içeren santral, 200.000 nüfuslu bir kente yetecek 70 MW elektrik ya da 300 MW ısı üretecek.
1. Yaşam alanı. 2. Nükleer Santral Kontrol Odası. 3. Reaktörler. 4. Buhar türbini bölmesi. 5. Güç üretim alanı. 6. Atık yakıt depolama alanı.
Santral ayrıca günde 240.000 metreküp tatlı su üretmek üzere deniz suyunu arıtmak için de kullanılabilecek. Rus müteahhitlere göre santral bir jet yolcu uçağının çarpmasıyla bile etkilenmeyecek kadar kazalara karşı güvenli.
Profesör Jacopo Buongiorno yönetimindeki MIT tasarımcılarıysa, açıkdeniz petrol platformuna benzeyen ve bir tersanede inşa edildikten sonra kıyıdan sekiz –on kilometre açığa çekilip deniz tabanına sabitlenecek ve enerji dağıtım şebekesine bir denizaltı güç aktarım kablosuyla bağlanacak bir santral öngörüyorlar.
Kıyıdan uzaklık ve deniz tabanının 100 metre derinde olması, tasarımcılara göre santrali tsunamilerden ve deprem sarsıntılarından etkilenmez kılacak. MIT bilimcilerine göre, Fukushima felaketi ne şiddetli Tohoku depreminden, ne de tetiklediği yıkıcı tsunamiden kaynaklandı. Kazaya yol açan, daha önce Chernobyl ve Three Mile Island kazalarındaki gibi elektrik kesilmesiyle, reaktörü soğutacak mekanizmanın devreye girip yakıt çubuklarının erimesini önleyememesi. Dolayısıyla, modelleri, reaktör kalbinin erimesini önleme üzerine kurulu. Tasarımcılara göre konseptin en güzel tarafı, pasif güvenlik mekanizmaları içermesi, deniz yüzeyinin altında bulunacak reaktör kalbini soğutma işlemini okyanus sularına bırakması. Tasarım ayrıca sualtından yapılabilecek saldırılara karşı da güvenlik önlemleri içeriyor. Ömrünün sonunda santralı devreden çıkarmak için yapılacak tek şeyse, Amerikan donanmasındaki uçak gemileriyle nükleer denizaltılara güç sağlayan nükleer santrallar gibi, onu da bir gemi yedeğinde merkezi bir depolama tesisine çekmek olacak.
MIT tasarımcıları, projeleri için tsunami riskinin yüksek olduğu ve gelişen ekonomilerle hızlı kentleşmenin enerjiye doymak bilmez bir talep oluşturduğu Asya’da umut verici bir Pazar potansiyeli görüyorlar. Modüler konsept de, santralların yalnızca bir modülle 50 MW, ya da yanyana dizili modüllerle 1000 MW elektrik üretmelerini mümkün kıldığından, farklı düzeyde enerji gereksinimlerine de yanıt verecek özellikte.
REFERENCES
- 1. “Floating nuclear plants could ride out tsunamis”, Massachusetts Institute of Technology, 16 Nisan 2014
- 2. “Russian floating nuclear power station”, http://en.wikipedia.org/wiki/Russian_floating_nuclear_power_station
- 3. http://www.marinebuzz.com/2008/05/22/how-safe-are-the-floating-nuclear-power-plants-of-russia/