#

Yaşam Arayışında Yeni Adımlar

Bilim Dalları
Etiketler

Dünya dışı yaşam arayışı çalışmalarında gökbilimcilerin ilk referansı elbetteki gezegenimiz ve burada gözlemlediğimiz yaşam formlarının uyum sağladığı şartlardır.

Yaşanabilir gezegenler için en iyi adaylar, Dünya’ya benzeyen, küçük, kayalık, nefes alınabilen atmosfere ve yıldızlarından gelen uygun sıcaklığa sahip olanlar kabul edilir.

Ancak gökbilimciler, her ikisi de yakınımızda sayılabilecek yıldızların yörüngesinde dönen Trappist-1d veya Proxima Centauri b gibi bir dizi umut verici aday bulmuş olsalar da, gerekli koşullar oldukça katıdır ve uygun gezegenlerin sayısını önemli ölçüde sınırlamaktadır.

Yüzey sıcaklıklarının sıvı su için uygun olduğu, sözde yaşanabilir bölgedeki bazı gezegenler, muhtemelen yaşam için hiç iyi değilken, bu belirlenmiş alanın dışındaki diğerleri bambaşka yaşam formlarına ev sahipliği yapıyor olabilir.

İki ayrı araştırma ekibi, Güneş Sistemi dışındaki bir gezegeni (ötegezegeni) yaşanabilir kılan şeyin ne olduğu sorusunu inceleyerek, evrende nasıl ve nerede yaşam aramamız gerektiğini ve yaşanabilir gezegen kavramını yeniden tanımlayabilecek yanıtlara ulaşmayı hedefledir.

Bu çalışmalarda, dünyabenzeri gezegenlerden önemli ölçüde daha bol olması muhtemel ve incelenmesi çok daha kolay olan tamamen yeni bir yaşanabilir gezegen sınıfı belirlediler.

Hycean dünyaları adını verdikleri bu yeni adaylar, Dünya’dan önemli ölçüde daha büyük, ancak Neptün’den daha küçük ve hidrojen açısından zengin bir atmosfere sahip okyanus dünyalarıdır. En önemlisi, yüzeylerinde sıvı suyun akmasına izin verecek bir sıcaklığa sahip olmaları gerekir, bu açıdan Dünya’ya benzerler. Bu tip gezegenlerin kalın atmosfer yapısı, yıldızlarından çok az yardımla bile yüzey sıcaklıklarını sıvı su için uygun tutabilirken, okyanus, içinde yaşayan her şeyi atmosferik basınçla ezilmekten koruyabilir.

Araştırmacılar bu tip gezegenlere hidrojen ve okyanus kelimelerinin birleşiminden oluşan “Hycean dünyaları” diyorlar. Bu dünyaların Dünya’nınkinin 2,6 katına kadar bir yarıçapa ve 10 kat daha büyük kütleye sahip olabileceğini söylüyorlar. Bu rakamlar, daha önce yaşanabilir olduğu düşünülen tüm gezegenlerinkinden önemli ölçüde daha büyük.

Hycean gezegenlerin araştırma listesine katılmasının önemli yararları arasında yıldızların etrafında bu gezegenlerin var olmasına uygun kuşağın dünyabenzeri gezegenlere göre çok daha geniş olması ve büyüklükleri sayesinde araştırmaların daha kolay olabilmesi bulunuyor.

Bu gezegenlerin yaşamı desteklemesi durumunda, önemli gözlem kriteri, ölçülebilir biyolojik imzalar gösterip göstermeyecekleridir. Araştırmacılar bu soruyu ayrıntılı olarak inceliyor ve oksijen, ozon ve metan gibi Dünya’daki ana biyo-imzaların Hycean dünyalarında yaşamla ilgisi olmayan süreçler tarafınan üretilmesinin muhtemel olduğunu söylüyorlar. Dolayısıyla bu dünyalar açısından biyolojik imzalar olarak kabul edilemezler.

Bununla birlikte, Dünya’daki metabolik süreçler, hidrojen açısından zengin atmosferlerde daha kolay tespit edilmesi muhtemel olan bir dizi ikincil bileşik üretir. Bunlara dimetilsülfür (DMS), dimetildisülfid (DMDS), metantiyol (CH3SH) ve karbonilsülfür (OCS) dahildir.

Bu durumda bir sonraki büyük adım, uzak ötegezegenlerin atmosferlerini düzgün bir şekilde değerlendirmek için gerekli gözlem gücüne sahip olacak James Webb Uzay Teleskobu’nun uzaydaki yerine yerleşip, çalışmaya başlamasıyla birlikte gelecek.

Hycean gezegeninde bir biyo-imzanın keşfi, doğal olarak dönüşümsel olacaktır, sadece başka yerlerde yaşamın varlığının sinyalini vermekle kalmayacak, aynı zamanda bizimkinden çok farklı ortamlardaki varlığına da işaret edecektir.

REFERENCES

  • 1. https://www.sciencenews.org/article/planet-habitable-new-type-hycean-search-extraterrestrial-life-aliens
  • 2. https://astronomy.com/news/2021/09/astronomers-discover-new-class-of-habitable-world
  • 3. https://www.newsweek.com/exoplanet-define-habitable-planets-change-paradigm-shift-search-life-1628467