#

Taş Yalayan Jeologlar, Tersten Konuşanlar, Derste Sıkılanlar

Bilim Dalları
Etiketler

Burnundan kıl aldırmayanlardan mısınız? Peki, burnunuzda ne kadar kıl olduğunu hiç merak ettiniz mi? Ya da her iki burun deliğinde eşit sayıda olup olmadıklarını? Birileri merak etti. Ve bu sayede bir ödül aldılar.

Nobel Ödülleri yaklaşırken, bilimin eğlenceli yanını da unutmayalım. Ig Nobel Ödülleri her yıl bu zamanlarda, önce güldüren ama sonra düşündüren bilimsel çalışmalara veriliyor (ve evet, eğer bir jeologun taş yaladığını gördüyseniz, bunu neden yaptıklarını da birazdan öğreneceksiniz).

33. Ig Nobel Ödül Töreni 14 Eylül 2023 tarihinde web üzerinden yayınlandı. Her yıl geleneksel olarak törene katılan Nobel Ödüllü bilim insanları arasında bu yıl, 2021’de Nobel Fizyoloji-Tıp Ödülü’nü kazanan Ardem Patapoutian ve hem 2001 hem de 2022’de iki kez Nobel Kimya Ödülü’nü kazanan Barry Sharpless da vardı. Bu yılki törenin teması “su” idi ve elbette dünyanın dört bir yanındaki pek çok izleyici tarafından kâğıt uçaklar havaya fırlatıldı.

Organizatörler ayrıca bu yıl törene yeni bir yüz yüze etkinlik daha eklediklerini açıkladılar. Gerçek törenden bir ay sonra, 11 Kasım 2023 tarihinde, bu yılki Ig Nobel Ödülü sahipleri ve diğer araştırmacılar Cambridge’deki yeni MIT Müzesi’nde bir araya gelerek birbirlerine sorular soracaklar.

Sözü daha fazla uzatmadan, işte kazananlar ve eğlenceli, zekice araştırmaları!

Tıp: Christine Pham, Kiana Hashemi, Tiana Mamaghani, Natasha Mesinkovska ve arkadaşları, insanların her iki burun deliğinde de eşit sayıda kıl olup olmadığını ortaya koymak için gösterdikleri olağan dışı çabayla ödülü kazandılar. Ekip, bu çalışma için kadavraları kullandı ve söz konusu sayının kişiden kişiye değiştiğini gördü. Ancak ortalama olarak sol burun deliklerinde 120, sağ burun deliklerinde ise 112 civarında burun kılı saydılar.

Kimya ve Jeoloji: Ödülün sahibi, “Fosilleri Yemek” başlıklı çalışmasında birçok jeologun neden taşları yalamayı tercih ettiğini açıklayan Polonyalı bilim insanı Jan Zalasiewicz oldu. Görünüşe göre, 18. yüzyıl jeologları kayaçları yalayarak, tadı yardımıyla tanımlama yapıyormuş ve bu bir gelenek şeklinde devam etmiş. Ancak artık teknolojik araçlara sahip olduğumuzdan, çağdaş araştırmacılar bu yeteneği büyük ölçüde kaybediyormuş. Yüzeyin ıslatılması fosil ve mineral dokularının keskin bir şekilde öne çıkmasını sağladığından, kayaç yalamak muhtemelen bu amaca da hizmet ediyordu.

Edebiyat: Deja vu’nun tersi olarak açıkladıkları “jamais vu” olgusu nedeniyle Chris Moulin, Akira O’Connor ve arkadaşları da edebiyat alanında ödül aldılar. Bu olgu, çok tanıdık bir durumun aniden yabancılaşması ya da alışılmadık hissettirmesi şeklinde tanımlanıyor. Örneğin, çok bildik bir sözcüğü aniden sanki ilk kez yazıyormuş gibi hissetmek ya da arabadaki pedalların hangisinin ne işe yaradığını aniden unutup araba sürmeyi bırakmak gibi. İnsanların aynı sözcüğü tekrar tekrar söylediklerinde hissettikleri yabancılaşma hissi de buna örnek olarak veriliyor.

Psikoloji: İşlek bir caddede birileri yukarı bakmaya başladığında, yoldan geçen yabancılardan kaçının durup yukarıya baktığını görmek için tasarladıkları deneyle Stanley Milgram, Leonard Bickman ve Lawrence Berkowitz, bu ödüle layık görüldü. Siz olsanız ne yapardınız? Durup yukarı bakar mıydınız?

Makine Mühendisliği: Te Faye Yap, Daniel Preston ve arkadaşları, ölü örümcekleri mekanik kavrama araçları olarak kullandıkları çalışmalarıyla ödülün sahibi oldular. Hatta bu yeni teknoloji türü için bir terim bile ürettiler: Nekrobotik. Araştırmacılar, ölü örümcekleri ve kolay bulunabilecek diğer biyolojik malzemeleri robotik bileşenler olarak kullanma seçeneğini incelediler. Dayanak noktaları ise bu sayede hareketli mekanik parçalarda sık görülen arızaların önüne geçebilmek ve robotik alanında giderek artan bir endişe kaynağı olan elektronik atıkları azaltabilmek.

Halk Sağlığı: Çok sayıda teknolojik donanım içeren Stanford Tuvaleti mucidi Seung-min Park da halk sağlığı alanında Ig Nobel sahibi oldu. Bu “akıllı” tuvalet otonom olarak çalışıyor ve biyolojik atıkları incelemek için basınç ve hareket sensörleri kullanıyor. İdrar ve dışkı örnekleri üzerinde biyokimyasal testler gerçekleştiriyor ve ardından bu verileri şifreli bir bulut sunucusunda saklıyor. Amaç mı? Elbette kullanıcının sağlığını izlemek, başka ne olabilir ki?

İletişim: Tersten konuşma konusunda çok iyi olan kişilerin zihinsel faaliyetlerini inceleyen María José Torres-Prioris, Adolfo García ve çok sayıdaki diğer araştırmacıdan oluşan ekip ödüle uzandı. Ödül sahipleri de ödüllerini tersten yaptıkları bir konuşmayla kabul ettiler. Üknüç neden nısamlo?

Beslenme: Elektrikli yemek çubukları ve pipetlerin, yiyeceklerin tadını nasıl değiştirebileceğini belirlemeye yönelik deneyleri nedeniyle Homei Miyashita ve Hiromi Nakamura ödülü kucakladı. Araştırmacılar, dilin elektrik akımıyla uyarılması sonucu bir tür elektrik tadı alındığını öne sürdüler ve bu olguyu insan dilinin algılayamadığı verileri iletmek için kullandılar. Yani, bir tür artırılmış duyu çalışması yaptılar.

Fizik: Bieito Fernández Castro, Miguel Gilcoto, Beatriz Mouriño-Carballido ve arkadaşları, hamsilerin çiftleşme etkinlikleri sonucu okyanus suyunun ne kadar karıştığını ölçerek, fizik dalında ödül almaya hak kazandılar.

Eğitim: Katy Tam, Wijnand van Tilburg ve Christian Chan, öğretmenlerin ve öğrencilerin sıkılma durumlarını birkaç yıl üst üste yayımladıkları makalelerle metodik olarak inceledikleri için eğitim alanında Ig Nobel ödülüne layık görüldüler. Bulgularına göre, öğrenciler, öğretmenlerinin ders anlatırken sıkıldığını düşünürlerse daha fazla sıkılma eğilimi gösteriyorlar.

REFERENCES

  • 1. https://improbable.com/
  • 2. https://phys.org/news/2023-09-dead-spider-claws-anal-print-toilets.html