#

Saat Kaç Arı Kardeş?

Bilim Dalları
Etiketler

Arıların Dünya’daki biyoçeşitliliğin devamı için ne kadar önemli olduğunu artık bilmeyen kalmadı. Yaban bitkilerinin %90’ı ve başlıca tarım ürünlerinin %75’i, tozlaşma için hayvanların yardımına muhtaç ve arılar da bu tozlaştırıcıların kayda değer bir bölümünü oluşturuyor. Bataklıklardan kumullara, kırlardan maden ocaklarına kadar çok çeşitli ekosistemlerde yaşayabiliyorlar. Saatte 25 km hızla uçabiliyor ve kovanın içini serinletmek gibi işler için kanatlarını saniyede 200 kere çırpabiliyorlar. Ayrıca, oldukça karmaşık bir sosyal düzen içinde yaşadıkları da biliniyor. Feromonlar aracılığıyla iletişim kuruyorlar ve belki de en ilginci, zaman algıları var.

Daha önce yürütülen araştırmalar, ışık miktarı ve kovan içindeki sosyal işaretler sayesinde arıların zamanı algılayabildiğini göstermişti. Brandeis, Porto Riko, Pittsburgh ve Doğu Tennessee Üniversiteleri araştırmacıları, arıların zamana göre davranış biçimini etkileyen yeni bir faktör daha keşfetti: kovan içindeki sıcaklık dalgalanmaları.

Bir arı kovanının içinde, yeterli miktarda güneş ışığı ulaşmayan noktalarda arıların nasıl davrandığını merak eden araştırmacılar, gün içinde kovanın her yerinde aynı ısı dalgalanmaları olduğunu tespit etti. Yani güneş ışığı girmeyen noktalar da güneş ışığı alıyormuş gibi ısınıp soğuyordu. Bu sıcaklık döngülerinin arıları nasıl etkilediğini anlamak için, bilim insanları arı kovanını sabit karanlık bir odaya yerleştirdi. Fakat, kovanın içinde daha önce belirledikleri sıcaklık döngülerini uygulamaya devam ettiler. Altı gün sonra, bu sıcaklık döngülerini altı saat geriye çektiler ve arıların günlük faaliyetlerini bu yeni sıcaklık döngüsüne göre yeniden düzenlediğini fark ettiler. Araştırmacılardan Manuel Giannoni-Guzman’a göre, ‘‘Arılar günlük rutinlerini sıcaklığa göre ayarlıyorlar.’’

Bunun ne anlama geldiği şu şekilde açıklanabilir: Hava bulutluyken veya arılar kovanı terk etmediğinde, zamanı doğru biçimde algılamak için başka yöntemler kullanıyorlar. Bu tabii ki araştırmanın konusu olan sosyal arılar için geçerli. Daha önce soliter arılar üzerinde yürütülen başka bir araştırma, sabahları bu arıların günlük faaliyetlerine başlamak için sıcaklık işaretlerini kullandığını, fakat gün içindeki diğer aktiviteler içinse ışık işaretlerini kullandığını belirlemişti.

2006 yılında bombus arıları üzerinde yürütülen başka bir araştırma ise, bu sevimli dostlarımızın zaman aralıklarını, yani örneğin bir çiçekten ne kadar nektar toplayacaklarını belirleyebildiklerini göstermişti. Birçok canlı gibi arılar da günlük veya yıllık ritimlere göre davranışlarını değiştirebiliyorlar, fakat daha kısa zaman aralıklarını tespit edebilme becerisinin daha önce yalnızca insanlarda ve diğer omurgalı hayvanlarda olduğu düşünülüyordu.

Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle aşırı ve ani hava olaylarının yaygınlaşmaya başladığı şu günlerde, arıların bu olaylara nasıl tepki vereceği de merak ediliyor. Örneğin, beklenmedik bir kar fırtınası yoldayken, kovanı terk etmeyip enerjilerini kovanı ısıtmak için kullanmaları gerektiğini fark etmeyebilirler. Araştırma, yıl boyu sıcaklık dalgalanmalarının çok fazla olmadığı ABD’nin güney bölgesinde yürütüldüğü için, bilim insanları bu bulguların daha kuzey enlemlerdeki ılıman bölgelerde ne ifade edeceğini de merak ediyor.

Günümüzde, tarımsal zehirler, habitat kaybı, iklim dengesizliği gibi sebeplerden arıların nüfusunda ciddi bir azalma yaşanıyor ve bu herkes için endişe verici. Fakat öte yandan, kentlerde arıların beslenebileceği yaban çiçeklerini çoğaltmak gibi güzel işler de yapılıyor. Arıların davranış biçimini inceleyen bu tip araştırmalar, umuyoruz ki uzun vadede bu sevimli ve önemli canlıların korunması için yürütülecek çalışmalara ilham olur.

REFERENCES

  • 1. https://phys.org/news/2021-05-bees-temperature.html
  • 2. https://www.wwf.org.uk/learn/fascinating-facts/bees
  • 3. https://www.natgeokids.com/za/discover/animals/insects/honey-bees/
  • 4. https://www.nature.com/articles/s41598-019-54111-3
  • 5. https://www.sciencedaily.com/releases/2006/08/060825103730.htm