Neden Unuturuz?
İşe yetişmeye çalışırken ya da okula giderken kapıyı kilitlediğiğinizden emin olamamak ya da bir zamanlar ezberlediğiniz bir şarkının sözlerini bir türlü hatırlayamamak… Hepimiz benzer durumlarla karşılaşıyoruz, değil mi? Zaman zaman hepimiz bir şeyleri unuturuz. Peki neden unutuyoruz ve bunun arkasında ne yatıyor? Neden her şeyi hatırlayamıyoruz? Unutulan anıları geri getirmenin bir yolu olabilir mi? Bu sorulara yanıt arayan, Dublin Trinity Koleji, Biyokimya ve İmmünoloji ile Nörobiyoloji enstitülerinden araştırmacılar, fareler üzerinde yürüttükleri, sonuçları Cell Reports dergisinde yayımlanan çalışmaları ile unutmanın doğasına farklı bir perspektif sunuyorlar. Bu çalışma, unutulan anıların yeniden aktif hale getirilebileceğini hatta değiştirilebileceğini gösteriyor ve unutma sürecinin doğasına, neden unuttuğumuza ve “hatırlamaya” dair anlayışımızı derinleştiriyor.
Beynimiz, milyarlarca nöronun ördüğü karmaşık bir ağın içinde adeta dans eder gibi çalışır. Bu nöronlar arasındaki etkileşim, hatırlama yeteneğimizi ve yaşam boyu edindiğimiz deneyimleri şekillendirir. Ancak, bu dansın belki de en ilginç kısmı, bellek ve unutma arasındaki ilişkidir. Son araştırmalar, unutmanın sadece bellek eksikliği olmadığını, aynı zamanda beynin uyum sağlama ve yeni bilgiyi işleme yeteneğinin bir göstergesi olduğunu gösteriyor; ayrıca unutmanın aktif bir süreç olduğunu ortaya koyuyor. Bu yüzden, bellek izleri ve unutma arasındaki bu gizemli ilişkiyi daha yakından incelemek, beynin gizemli yolunu anlamak için önemli bir adım olabilir.
Bir “engram”, belleğin nöral izlerini temsil eden nöronal aktivasyon desenidir. Yani, bir anıyı hatırladığımızda veya bir beceriyi gerçekleştirdiğimizde, bu anı ile ilişkili bellek izleri (engramları) devreye girer.
Bir şeyi öğrendiğimizde, yeni bilgilerin önceki bilgilerimizi nasıl etkilediğini hiç merak etmiş miydiniz? İşte tam da bu noktada devreye “retroaktif müdahale” denilen bir süreç giriyor. Bu süreç, yeni öğrendiğimiz bilgilerin, önceki bilgilerimizi biraz karıştırıp, hatta bazen eski olanları unutturabileceğini gösteriyor. Ama şunu unutmamak önemli: Unutma sadece tek yönlü bir iş değil. “Proaktif müdahale” adı verilen başka bir süreç de, önceki bilgilerimizi geri çağırıp, hatırlamamızı sağlayabilir.
Araştırmalar, unutmanın birçok farklı bellek izinin birbirleriyle yarışması sonucu ortaya çıktığını gösteriyor. Yani, bir konuda birçok şey öğrendiğimizde, o bilgiler birbiriyle rekabete girer ve bazıları geri planda kalır. Bu, gündelik hayatta sık sık karşılaştığımız unutma türlerinden biridir.
Bellek izlerinin işaretlenmesi ve optogenetik adı verilen bir teknikle elde edilen bulgular, bir şeyleri unutsak bile, o anıların hâlâ beynimizde olduğunu kanıtlıyor. Yani, unutmak bilgilerin silinmesi anlamına gelmiyor. Bulgular, unutmanın beynimizin aktif bir süreci olduğunu ve bellek izlerinin hâlâ orada bir yerlerde olduğunu ortaya koyuyor.
Peki uyuyan anıları nasıl canlandırabilirsiniz? Çalışma, birçok teknik terim içeriyor, ancak aslında özetle şunu söylüyor: Daha önce öğrendiğiniz şeye kısa bir süre yeniden maruz kalın. Örneğin, bir dil öğrenmeye çalışıyorsunuz ve bir konuyu bitirdiniz. Ertesi gün bir sonraki bölüme geçmeden önce, dün öğrendiklerinizi gözden geçirmek için birkaç dakika harcayın. Kısacası, hafızanızı güncellemek, beyninizin bazı bilgileri stratejik bir şekilde unutmasını içerir. Örneğin, yeni bilgiler öğrenirken eski bilgileri bir kenara atmak zorunda kalabilirsiniz. Ancak unutmak, bilgilerin tamamen silindiği anlamına gelmez. Araştırmalar, “unutulmuş” anıların hâlâ bellekte var olduğunu gösteriyor. Bu anılar, sadece bir tür uykuya yatırılır ve gerektiğinde geri çağrılabilir hale gelir. Bu nedenle, hatırlamak genellikle daha kolaydır çünkü bilgi oralarda bir yerlerdedir.
Bu bulgular, hafızanın esnek ve dinamik bir süreç olduğunu ve unutmanın sadece bilgi eksikliği değil, aynı zamanda yeni bilgiyi işleme yeteneğinin bir göstergesi olduğunu gösteriyor.
Engramlar ve unutma arasındaki ilişki, beyin biliminin en heyecan verici ve gizemli konularından biridir. Bu süreçlerin daha iyi anlaşılması, insan belleği ve zihinsel sağlıkla ilgili sorunların üstesinden gelmek için yeni yollar açabilir. Dolayısıyla, engramlar ve unutma konularının daha derinlemesine incelenmesi, beynin ve insan zihninin gizemlerini çözmek için önemli bir adım olabilir.
REFERENCES
- 1. https://neurosciencenews.com/forgetting-memory-neuroscience-25957/
- 2. https://www.inc.com/jeff-haden/neuroscience-says-your-brain-is-built-to-forget-things-yet-recent-research-shows-you-can-revive-dormant-memories-heres-how.html
- 3. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S2211124723010100