#

Dünya’nın “Kıllı” Resmi

Bilim Dalları

Karanlık madde parçacıkları içinden geçince…

Bir NASA araştırmacısına göre Dünyamız ve Güneş Sistemi’nin öteki gezegenleri, karanlık maddenin oluşturduğu kıl benzeri  lifler tarafından çevrelenmiş olabilir.

Karanlık madde, evrenin tüm madde ve enerji içeriğinin yüzde 27’sini oluştururken, yıldızların, gezegenlerin, gökadaların ve aralarındaki devasa gaz ve toz bulutlarının oluştuğu tanıdığımız maddeyse, toplamın ancak yüzde 5’i. Evrenin madde ve enerji içeriğinin (Einstein’ın E=mc2 formülü uyarınca madde de bir enerji biçimi) geri kalan yüzde 68’ini ise yine özellikleri bilinmeyen, kütleçekimin tersine itici etki yapan bir “karanlık enerji” oluşturuyor.

Karanlık madde, ışık  yaymadığı ve sıradan maddeyle çok ender etkileştiğinden görülemiyor ve varlığını ancak uyguladığı kütleçekim etkisi aracılığıyla duyuruyor. Yaygın kabul gören kozmoloji modeline göre, karanlık madde büyük ölçeklerde evreni bir ağ gibi sarıyor. Bildiğimiz sıradan maddeyse bu ağı oluşturan liflerin içinde akarak kesişme noktalarında gökada kümelerini meydana getiriyor. Aynı modele göre gökadalar da küre biçimli dev karanlık madde haleleri tarafından sarılmış bulunuyor.

Son on yılda gerçekleştirilen bazı bilgisayar simülasyonlarına göre de karanlık madde, hepsi aynı hızda yol alan ve gökadaların çevresinde dolanan çok küçük parçacıklardan oluşan lifsi akımlardan oluşuyor.

NASA Jet İtki Laboratuvarı’ndan Gary Prézeau tarafından yapılan ve Astrophysical Journal dergisinde yayımlanacak çalışmada, bu akımların her birinin Güneş Sistemi’nden daha büyük olduğu ve bunlardan Samanyolu’nun içinde bulunduğumuz bölgesinde çok sayıda bulunabileceği öngörülüyor.

Prézau, çalışmasında bu akımların gezegenlerin içinden geçtiklerinde ne olacağını da araştırmış. Mevcut kuramlara göre karanlık madde, normal maddeyle çok ender etkileştiğinden, Dünya’nın içinden hiçbir şey yokmuş gibi geçip gidebiliyor.

Simülasyonlar, bu akımların Dünya’nın merkezinden geçerken kıl ya da saç teli gibi inceldiğini göstermiş. Ayrıca Dünya’nın içinden çıktıktan sonra bunların ortalamanın bir milyar katı yoğunlukta bir “kıl kökü”nden başlayarak, Dünya yüzeyini sıyırıp geçen parçacıklarının oluşturduğu “uç” noktasına kadar uzadığını ortaya koymuş. 

Simülasyon sonuçlarına göre kökler, Dünya yüzeyinden 1 milyon km uzaklıkta yer alırken, uçlar, bu mesafenin iki kat ötesinde bulunuyor.

Jüpiter’in merkezinden geçen akımlarınsa çok daha yoğunlaşacağı ve “kıl kökünün” ortalamanın 1 trilyon katı yoğunluğa erişeceği hesaplanmış.

Prézeau’ya göre, bu köklerden birinin yerinin kesin olarak belirlenebilmesi halinde, buraya gönderilecek bir uzay aracı ile karanlık maddenin gizeminin çözülmesine yarayacak bilgiler elde edilebilir.

REFERENCES

  • 1. “Earth Might Have Hairy Dark Matter”, NASA, 23 Kasım 2015