Yaratıcı Beyinlerin Tesisatındaki Fark!

Harvard Üniversitesi'nde yapılan araştırma, yaratıcı insanların beyinlerindeki sinirsel devrelerin farklı bağlandığını gösteriyor. Yaratıclık, beyindeki üç alt ağın aynı anda faaliyete girmesinin bir sonucu.

Bağlantıların kuvveti ve eşzamanlılık önemli
Yaratıcı insanların dünyayı farklı gördüğü söylenir. Harvard’lı araştırmacılar, bu farkın nedeninin peşine düşerek gündelik objelerin kullanımına ilişkin sorulara yaratıcı yanıtlar veren insanların beyin taramalarında belirli bir bağlantı şablonu tespit etti. Araştırmacılar bu şablonu daha sonraki yanıtların yaratıcılığını ölçmek üzere kullandı.
Araştırmayı yürüten Roger Beaty, "yaratıcı insanların, normalde birlikte çalışmayan bağlantılar arasında kendiğinden ağ kurabildikleri"ni gördü. Ekip, önceki taramaları inceledikten sonra, beyindeki bağlantıların kuvvetini ölçerek fikirlerin ne kadar orijinal olabileceğini tahmin edebileceklerini keşfetti.
Şu üç ağı bir kurabilsek…
Beaty, yaratıcıların beyinlerindeki üç alt ağı kullandığını söylüyor:
Varsayılan mod ağı, öne çıkma ağı ve yönetimsel kontrol ağı, yaratıcı beyinlerde kilit roller oynuyor. Varsayılan ağ, daha çok bellek ve zihinsel simülasyonla ilgili ve araştırmacıların teorisine göre, zihnin amaçsızca çalışması ve fikirlerin özgür dolaşması, hayal gücü ve kendiliğinden düşünmede önemli bir görev üstleniyor.
Özgür dolaşacaklar ama çağrıldıklarında gelecekler
"Beyin fırtınası önemli ama bu yöntem sizi illa ki, en parlak fikre ulaştıracak denemez çünkü o sırada belleğinize gelen ve orijinal olmayan bir fikre takılmış olabilirsiniz" diye ekliyor Beaty.
İşte tam bu noktada devreye öne çıkma ağı giriyor ve hem dışarıdan hem içeriden alınabilecek önemli bilgileri çekiyor. Araştırmacılar bu ağın, varsayılan mod ağında ortaya çıkan fikirlerin ayıklanmasında rol oynadığını söylüyor. Yönetimsel kontrol ağı ise işe yarayan fikirleri odakta tutarken, yaramayanları gözden çıkarma işlevi görüyor.
Yaratıcılıkta önemli olan, bu sistemler arasındaki eşzamanlılık. Daha esnek düşünebilen ve yaratıcı fikirlerle ortaya çıkan insanlar, beyindeki bu ağları diğerlerinden daha iyi işe sürebiliyorlar.
Kim demiş doğuştan diye?
Beaty'nin araştırmasında 163 gönüllü görev almış; bu kişilerin, halat, tuğla ya da bıçak gibi gündelik objeler üzerinden yaratıcı fikirler çıkarmaya çalışan beyinleri fMRI teknolojisiyle taranmış. Beaty bu araştırma sayesinde bir insanın bir görevi yerine getirirken ne ölçüde yaratıcı olabileceğini tahmin edebilecek durumda olduklarını söylüyor.
Beaty, yaratıcılığı beynin farklı loblarına atfeden söylencenin ortadan kalkacağını umuyor, çünkü yaratıcılık beyin için de bir takım çalışmasıymış! Bir dahaki sefer sizde olup olmadığını kestirmenin kimsenin haddi olmadığını söyleyebilirsiniz çünkü beyindeki bu ağlar, belki de bir tür eğitimle harekete geçirilebilir durumda!