Dengeli Alışveriş

Tüketici davranışlarıyla ilgili bir araştırmaya göre, pahalı bir şey alırken ölçüyü kaçırmamanız için, ürün raporlarını okumak ve fiyatları karşılaştırmanın yanı sıra, topuklu ayakkabı giymenizin de yararı olabilir.

Brigham Young Üniversitesi’nce (ABD) yürütülen pazarlama araştırmasının sonuçları, yükselmiş bir fiziksel denge duygusunun, harcamada aşırıya kaçma eğilimini frenlediğini  ve terchin en ucuz ve en pahalı fiyatların ortasında bir fiyat etiketi taşıyan ürün lehine yapıldığını ortaya koyuyor. Pazarlama profesörü Jeffrey Larson “harcamalarda çizgiyi aşmak eğilimindeyseniz ya da uçlarda gezinen bir kişiliğiniz varsa, alışverişe yüksek topuklarla çıkmayı düşünebilirsinz” diyor.

Benzer eğilimleri taşıyanlar yalnızca kadınlardan ibaret olmadığına göre de, alışverişten önce asansörle bir yukarı çıkıp bir aşağı inmek, çarşıya evinizde birkaç televizyon fitness oyunu (Wii Fit) oynadıktan sonra, ya da yoga seansınızdan sonra çıkmak da sayılabilecek seçenekler arasında. Larson ve araştırmanın yazarlarından Darron Billeter’in vardıkları sonuç:  “Zihninizi vücut dengesi üzerinde yoğunlaştıran herhangi bir şey, alışverişteki seçimlerinizi de etkiliyor.”

Journal of Marketing Research dergisinde yayımlanan bulgularına ulaşmak için yürütülen  deneyler arasında online alışveriş sırasında sandalyenin iki bacağı üzerinde geriye kaykılmak, bir yandan televizyonda Wii Fit oyunları oynarken alışverişle ilgili soruları yanıtlamak ve hangi bilgisayar yazıcısını alacağını düşünürken tek ayak üzerinde durmak da bulunuyor.  Düşünülen, ancak deneyleştirilmeyen başka “ dizgin” mekanizmaları olarak önemli alışveriş kararlarının sallanan bir gezi vapuru güvertesinde alınması, ya da mevsim kışsa, buzla kaplı bir kaldırım üzerinde alınması da öneriliyor.

Billeter’e göre araştırmadan alınması gereken mesaj, “bir dakika durup, ‘bu, gerçekten istediğim şey mi, yoksa ayyakkabılarım mı seçimimi etkiliyor’ diye düşünmemiz gerektiği.” Çünkü, “tökezlemeler ister gerçek olsun, ister mecazi, düşe kalka ilerlerken önemli zihinsel süreçlerin etkisi altında yaşıyoruz.”