Ağız Sağlığınız, Alzheimer Riskinizi Belirliyor Olabilir
Alzheimer hastalığı sizi korkutuyor mu? Cevabınız evet ise ağız sağlığınıza dikkat etmenizi öneririz. Özellikle de diş eti sağlığınıza. Çünkü ağız sağlığı ve Alzheimer hastalığı arasındaki ilişkiye dair yeni ve güçlü kanıtlar elde edildi.
Beynimizin düzgün çalışmasını engelleyerek hatırlama, düşünme, konuşma veya günlük işleri yapma gibi işlevlerin aksamasına neden olan bazı hastalıklar topluca demans olarak adlandırılıyor. Yani aslında demans, belirli bir hastalık adı olmaktan çok bir grup tıbbi belirtinin adı. Demansın en yaygın nedeni Alzheimer hastalığı, ancak başka hastalıklar da bu belirtilere yol açabiliyor. Örneğin, beyindeki kan damarlarının hasar görmesi sonucu beyin hücrelerine giden kan akışı azaldığında vasküler demans adı verilen durum gelişebiliyor. Bazen de beyindeki sinir hücrelerinde protein birikimi nedeniyle demans belirtileri ortaya çıkabiliyor. Lewy cisimcikleri adı verilen bu birikimler, sinir hücrelerinin olağan işlevini engelliyor. Parkinson hastalığındaki hareket güçlüklerinin sorumlusu da yine bu cisimcikler.
Demans başlangıcı, aşağıdaki belirtilerin bazılarıyla kendini gösterebiliyor:
Yakın zamanda yaşanan olayları unutma Adları ve yüzleri anımsama güçlüğü Kısa zaman aralıkları içinde sık sık aynı soruları sorma Dikkat toplamada veya basit kararları vermede güçlük Çok kolay üzülme veya bir şeylere karşı ilgiyi yitirme gibi duygu durumu değişiklikleri Denge kaybı veya yürüme güçlükleri Tarihten veya saatten emin olamama Özellikle yeni gidilen yerlerde kaybolma Eşyaları yanlış yerlere koyma Konuşurken doğru sözcükleri bulmada veya söylenen sözcükleri anlamada güçlük |
Alzheimer hastalığı çoğunlukla 65 yaşın üzerinde görülmekle birlikte, daha genç bireylerde de gelişebiliyor. Bilim insanları bu hastalığın nasıl tetiklendiğini henüz net olarak anlayabilmiş değiller ama amiloid ve tau olarak bilinen iki protein türünün beyinde birikimi ile Alzheimer hastalığı arasındaki bağlantı gün geçtikçe daha fazla kanıtla kendini gösteriyor.
Amiloid, kemik iliğinde üretilen ve hemen her dokuda birikebilen anormal bir protein türü. Dokulardaki birikimi yüksek seviyelere ulaştığında organ yetmezliğine yol açabiliyor. Beyin dokusunda birikimiyse, Alzheimer hastalığıyla yakından ilişkili kabul ediliyor. Tau proteinleriyse mikrotübül adı verilen hücre iskeleti elemanlarını dengede tutmaktan sorumlular ve en çok sinir hücrelerinde bulunuyorlar. Bu proteinler kusurlu olduklarında, mikrotübülleri düzgün destekleyemiyorlar ve sinir sistemi hastalıkları ortaya çıkıyor. Alzheimer de bu hastalıklardan biri.
Gelelim ağız sağlığıyla ilişkiye…
Kronik diş eti iltihabıyla ilişkili olan Porphyromonas gingivalis bakterisinin Alzheimer hastalarının beyninde bulunduğu, geçtiğimiz hafta resmen kanıtlandı. Uluslararası bir araştırma ekibinin çalışmasında, bu bakterinin yol açtığı ağız enfeksiyonunun farelerin beyinlerine de ulaştığı ve farelerin beyinlerinde amiloid birikimine neden olduğu görüldü. Ayrıca, Alzheimer hastalarının omurilik sıvılarında bu bakterinin DNA’sına ve beyin dokularında da bakterilerin salgıladığı gingipain adlı toksik enzimlere rastlandı. Dahası, bu toksik enzimleri hedef alan ilaçlarla yapılan tedavinin amiloid birikimini engellediği gözlendi. Oldukça umut verici, değil mi?
P. gingivalis bakterisine daha önce de Alzheimer hastalarının beyinlerinde rastlanmıştı ama bakterinin Alzheimer hastalığının gelişiminde doğrudan bir rol oynayıp oynamadığı belirlenememişti. Bu kez ise amiloid birikimine yol açması nedeniyle doğrudan bir bağlantıya yönelik güçlü kanıtlar elde edilmiş oldu. Elbette bu bakteri tek başına Alzheimer hastalığının sorumlusu olamaz. Araştırmacılar da bu gerçeği önemle vurguluyorlar. Söz konusu ilacın henüz sadece farelerde olumlu etki gösterdiğinin de… Ancak, demans tedavisinde neredeyse son 15 yıldır yeni bir yaklaşım denenmediği düşünüldüğünde, kesinlikle üzerinde durmaya değer veriler elde edildiğini söyleyebiliriz.
Sadece Alzheimer mı?
Ağız ve diş sağlığı aslında yaşamın her döneminde, genel sağlık durumuyla yakından ilişkili. Sağlıklı bir ağız, öncelikle elbette düzgün beslenebilmeyi sağlıyor. Sağlıklı dişler ile diş etlerinin, ferah bir nefesin sosyal ve psikolojik açıdan önemi de tartışılmaz. AIDS, çölyak, osteoporoz, diyabet, kan hastalıkları ve bazı kanser tipleri dâhil birçok hastalığın belirtileri de ağız ve diş sağlığına etki ederek kendini gösteriyor.
Ağızdaki bakteriler, özellikle belirli hastalıklar veya tedaviler nedeniyle bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda, vücudun başka bölgelerinde enfeksiyonlara yol açabiliyorlar. Örneğin kalbin iç zarının enfeksiyonu olan endokardit, ağızdaki bakterilerin kan yoluyla vücuda yayılması ve kalpteki hasarlı bölgelere yapışması sonucunda gelişebiliyor. Periyodontit (diş eti hastalığı), erken doğum ve düşük doğum kilosuyla ilişkili. Kalp hastalığı ve damar tıkanıklığının da ağızdaki bakterilerden kaynaklanan yangı ve enfeksiyonlarla ilişkili olduğu düşünülüyor.
Ağzımızdaki bakterilerin tamamı zararlı değil ve zararlı olanlar da öyle ellerini kollarını sağlaya sağlaya kan dolaşımına katılmıyorlar elbette. Ancak diş eti hastalıkları, ağız içi yaraları ve bazı diş tedavileri sonucunda giriş yolu bulabiliyorlar. Diyabet ve AIDS gibi bazı hastalıklar, kemoterapi veya radyoterapi başta olmak üzere bazı tedavi şekilleri, hatta bağışıklık sistemini baskılayan bazı ilaçlar vücudun enfeksiyonlara karşı genel direncini düşürüyor. Bu durum, ağzımızdaki direnç ve savunma mekanizmalarını da zayıflatıyor. Özellikle de diş etleri enfeksiyona çok daha duyarlı hale geliyor. Düzenli diş ve diş eti bakımının, şeker hastalığını kontrol altına almaya veya kemoterapi başarısını artırmaya yardımcı olduğu belirtiliyor. Gebelik süresince yaşanan hormon değişimleri de ağız sağlığı üzerinde olumsuz etki gösterebiliyor.
Tükürüğün önemini de vurgulamadan geçmemek gerek. Tükürüğünüz, bakteri ve virüs gibi hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudunuzun en önemli doğal direnişçilerinden biri. Sadece ağzınızı temizleyip bakterilerin yarattığı asitliği gidermekle kalmıyor, aynı zamanda içeriğinde çeşitli hastalık yapıcıları etkisiz hale getiren antikor ve enzimler bulunuyor. Candida albicans adlı mantar da tükürük içeriğinin savaştığı organizmalardan biri. Tükürükteki histatin adlı protein, vücutta doğal olarak bulunan candida mantarının üremesini kontrol altında tutuyor. Görevini düzgün yerine getiremezse, candida kontrolden çıkmış halde çoğalarak hastalıklara yol açıyor.
Ağız sağlığınızı korumak için…
Klasik önerileri aslında hepimiz çok iyi biliyoruz: asitli ve şekerli gıdalardan kaçınmak, dişleri her gün fırçalamak, diş ipi kullanmak, sigaradan uzak durmak, diş ve diş etlerini düzenli olarak kontrol ettirmek… Bunlara ek olarak, hemen akla gelmeyen birkaç şey daha var.
Örneğin, diş fırçanızı ne sıklıkta değiştirmeniz gerektiğini biliyor musunuz? Eğer günde iki kez düzenli diş fırçalayanlardansanız, uzmanlar ortalama 3-4 ayda bir diş fırçanızı değiştirmenizi öneriyorlar. Çünkü hem kıl yapısı bozuluyor ve etkin bir temizlik sağlayamıyor hem de zaman içinde bakteri birikimi oluşuyor. Özellikle diş fırçanızı plastik hazneler veya seyahat başlıkları içinde tutuyorsanız, bundan bir an önce vazgeçin. Çünkü böyle kapalı ve nemli ortamlar, bakterilerin coşkulu biçimde çoğalmasına yardımcı. Bir ufak tavsiye daha, diş fırçanızı klozetten olabildiğince uzakta tutun. Bizden söylemesi…
Yeterince sebze ve meyve içeren, dengeli bir beslenme de ağız sağlığınız için büyük önem taşıyor. Soğan, ıspanak, havuç, elma, kereviz ve badem gibi gıdalar özellikle çiğ yendiklerinde dişleri temizleme ve diş etlerini korumada oldukça etkililer. Vitamin ve mineral değerlerine ek olarak, kendilerini bol bol çiğnetiyor bu gıdalar. Bu sayede de hem dişlerinizde ovalama etkisi yaratıyorlar hem de tükürük salgısını artırarak bir taşla iki kuş vurmanızı sağlıyorlar. Süt, yoğurt, peynir gibi gıdalar da kalsiyum içerikleriyle dişleri güçlendirip, kazein içerikleriyle ağız içi asitlik dengesini koruyorlar. Özellikle peynir, ağız içi pH değerini yükselterek, dişlere zararlı asitlik seviyelerini hızla nötrlüyor.
Sonuç olarak, sağlıklı bir yaşam için ağız sağlığınızı ihmal etmeyin. Özellikle de bağışıklık sisteminizin yardım eline ihtiyaç duyduğu zamanlarda.
REFERENCES
- 1. https://www.alzheimersresearchuk.org/about-dementia/types-of-dementia/
- 2. https://www.uoflnews.com/releases/new-science-bacterial-pathogen/
- 3. http://advances.sciencemag.org/content/5/1/eaau3333
- 4. https://www.mayoclinic.org/healthy-lifestyle/adult-health/in-depth/dental/art-20047475
- 5. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3270454/
- 6. https://www.colgate.com/en-us/oral-health/basics/nutrition-and-oral-health/healthy-foods-list-seven-best-foods-for-your-teeth-0214
- 7. https://www.dentistryiq.com/articles/2013/06/cheese-may-prevent-cavities.html