#

La Vache’ın Tarih Öncesi Sanatçıları

Bilim Dalları
Etiketler

Milattan önce 10 bin; bize oldukça uzak, hakkında neredeyse hiçbir şey bilmediğimiz, ilk insanların zorlu bir hayatta kalma savaşı verdiği uzun bir geçmişten küçük bir kesit. Kötü hava şartları ve vahşi hayvanlardan korunmanın tek yolu, toplu halde mağaralarda barınmak. Temel ihtiyaçları karşılamayı sağlayan, ihtiyaçlar karşılandıkça da başka uğraşlara zaman ayırmayı kolaylaştıran karanlık oyuklar, belki de farkında olmadan ana rahminin güvenli ve sıcak kucağı gibi kol kanat geriyor insanlara.

İnsanlar, devamlı tetikte geçen bir hayatın etkilerini, taşlara, duvarlara, kemiklere ve zaman içinde yok olmuş diğer malzemelerin üzerine yaptıkları resimler aracılığıyla yansıtmış, bilinmezlerle dolu dış dünyaya anlam kazandırmaya çalışmış. Fransa’daki Pirene Dağları’nın etekleri, Üst Paleolitik’in son kuşağı olan Magdaleniyan Dönemi’nde, yani günümüzden 15.000-10.000 yıl öncesinde Avrupa’da yaşamış ilk sanatçıların eserleriyle dolu mağaralarla bezeli.

Mağaranın girişine giden patika. Kaynak: Don Hitchcock
Mağaranın girişine giden patika. Kaynak: Don Hitchcock

La Vache Mağarası silahlar, oyunlar, çeşitli alet edevat ve sanat eserleriyle, dönemin avcı toplayıcılarının yaşamını sergileyen eksiksiz bir yerleşim alanı. 55 metre yükseklikte ve 50 metre genişliğinde muazzam bir girişi, iki kilometreden uzun odacıkları olan, Magdaleniyan Dönemi’ne ait çok iyi durumda yüzden fazla duvar resmine ev sahipliği yapan, önemli bir yer.

Aynı zamanda, vadinin karşı tarafındaki Niaux Mağarası’nı süsleyen eserlerin sahiplerinin de yaşadığı yer. Av hayvanları, avcı hayvanlar, insanlar ve çeşitli ritüelleri konu eden resimler, duvarları, taşları, kemikleri ve günümüze kadar yok olmuş diğer malzemeleri süslüyor. Bazıları ise, “mağara resmi” olarak aklımıza kazınmış oldukça ilkel imgelerin çok ötesinde sanatsal değer taşıyor. La Vache Mağarası’nda bulunan, kemik üstüne işlenmiş bir aslan resmi, bir yandan şaşırtıcı derecede gerçekçi, bir yandan ise ilginç biçimde simgesel.

Yalnız yaşayan, yelesiz ve oldukça iri mağara aslanlarının soyu uzun zaman önce tükendi. Geyik, manda, kurt, sırtlan ve hatta ayıları bile avlayarak karnını doyuran mağara aslanları, yaşam alanı ve besin kaynakları ortak olduğundan, büyük olasılıkla Neandertaller ve modern insanlar için de tehdit oluşturuyordu. Buz Çağı’nın doğaüstü güçlere sahip olduğu düşünülen bu muazzam avcısı, karşılaşanlara dehşet saçarken, kazandığı saygıyı her fırsatta resmeden insanlar tarafından da asalet ve güç simgesi olarak görülüyordu.

Bir hayvan kemiği üzerine işlenmiş bu aslan geçidi, gerçekçi vücut hareketlerinin yanı sıra, “mutlu” bir ifadeye sahip. Ayrıca, arka arkaya farklı pozisyonlarda resmedilerek, koşuyor hissi verilmeye çalışılmış. Bu dönemde sık karşılaşılan bir sanatsal gelişme.

Aslan Geçidi adlı resim, mağarada bulunan diğer objelerle birlikte, şu anda Paris’teki Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.

REFERENCES

  • 1. https://www.atlasobscura.com/places/frieze-of-lions-national-archaeology-museum?utm_source=Atlas+Obscura+Daily+Newsletter&utm_campaign=ca75be1f34-EMAIL_CAMPAIGN_2019_05_13&utm_medium=email&utm_term=0_f36db9c480-ca75be1f34-69884689&ct=t(EMAIL_CAMPAIGN_05_13_2019)&mc_cid=ca75be1f34&mc_eid=8a03e582e7
  • 2. https://journals.openedition.org/palethnologie/861?lang=en
  • 3. https://www.donsmaps.com/grottevache.html