Ambalajınızı Ne Aromalı İstersiniz?

Dünyamız plastik atıkların çevresel etkisiyle boğuşurken, birtakım yenilikçi girişimler, sevdiğimiz atıştırmalıkları paketleme ve tüketme alışkanlıklarımızı yeniden şekillendirmek için kolları sıvadı. Yenilebilir ambalaj çözümleri üretmek için çalışan markalar sadece plastik kullanımını azaltmayı değil, aynı zamanda besinsel fayda ve lezzet yenilikleri sunmayı da hedefliyor.

BM Çevre Programı’nın da vurguladığı gibi, gıda endüstrisi önemli miktarda atık üretmesiyle ünlü ve tek kullanımlık yiyecek ve içecek kapları dahil ambalajlar, üretilen tüm plastiklerin %36’sını oluşturuyor. Ne yazık ki, bu plastiklerin yaklaşık %85’i için yolun sonu atık sahaları. Çevreyi kirletiyor, zararlı kimyasallar sızdırıyor ve yaban hayatı için tehdit oluşturuyorlar.

Boston merkezli ve 2012 doğumlu bir girişim olan Foodberry, plastiğe ihtiyaç duymadan gıdaları muhafaza eden ve koruyan bir dizi yenilebilir kaplama üretiyor. İlham kaynakları ise doğanın kendi ambalajları: meyve kabukları. CEO Marty Kolewe, Foodberry’nin kaplamalarının doğal meyve kaplamalarının çeşitliliğini taklit ettiğini, farklı tat ve dokular sunduğunu, atıştırmalıkları güvenliği bir şekilde muhafaza edip koruduğunu belirtiyor. Dondurma, yoğurt, humus, hatta peynir gibi taşınması zor gıdalar için bile uygun olan Foodberry’nin kaplamaları, farklı bir atıştırma deneyimi sağlıyor. CEO Marty Kolewe şöyle diyor: “Tek bir Foodberry kaplaması yok. Doğal meyvelerde bulunan aynı çeşitlilikteki kaplama ve yapılardan esinlenen, hepsi koruyucu ve kaplayıcı işlevlere sahip bir malzeme kütüphanesinden bahsediyoruz”.

Foodberry’yi diğerlerinden ayıran, sürdürülebilirlik ve besin değeri konularına bağlı kalışı. Meyve ve sebze liflerinden, bitkisel besinlerden ve minerallerden yararlanan Foodberry, hem gıdalar için koruyucu bir bariyer oluşturuyor hem de besin profilini geliştiriyor. Bu kaplamalar tipik olarak 60 ila 90 gün içinde ayrışıyor, fakat dondurulmuş ürünler bir yıldan fazla dayanabiliyor -ki bu da kaplamaları çeşitli ürünler için uygun hale getiriyor.

Süt içermeyen dondurmalar üreten NadaMoo! gibi markalarla ortaklık kuran Foodberry, bitki bazlı kaplamalarının koruduğu süt içermeyen dondurma ürünlerini şu an 1.000’den fazla noktada satıyor. Pazarda şimdiden ses getirmeye başlamış olsa da, “henüz adı açıklanmayan milyar dolarlık bir yiyecek ve içecek markası” ile işbirliği yapmaya hazırlanıyor ve sektörde daha güçlü bir etki yaratma potansiyeli taşıdığının sinyallerini veriyor.

Bir süredir piyasada olan bir diğer marka da Londra merkezli ambalaj şirketi Notpla (“not plastic – plastik değil” anlamında).  Yenilebilir “bubble shot” adlı ürünleriyle tanınan Notpla’nın sürdürülebilir ambalaj alternatifleri esas olarak deniz yosunundan üretiliyor. Deniz yosunu, biyolojik olarak yüksek oranda parçalanabiliyor ve minimum kaynak gereksinimiyle yetiştirilebiliyor. Notpla’nın ambalajları, özel kompost tesislerine ihtiyaç duymadan, dört ila altı hafta içinde doğada parçalanabiliyor.

Notpla’nın ambalajlarının kullanım yelpazesi, sporcular ve konser izleyicileri için içecek çözümlerinden çeşitli gıda ambalajlarına kadar uzanıyor. Sürdürülebilirlik ve yenilikçilik konusundaki kararlılığıyla Notpla, plastik atıkların azaltılması ve çevre dostu alternatiflerin teşvik edilmesi konusunda öncülük ediyor.

Mikroplastiklerin tükettiğimiz yiyecek ve içecekler yoluyla insan vücuduna sızdığı çoktan tespit edildi. Bu yılın başlarında araştırmacılar, mağazalarda satılan şişelenmiş suların, yedi farklı plastik türüne ait yaklaşık çeyrek milyon görünmez plastik parçacık içerdiğini ve bunların %90’ı nanoplastik olarak sınıflandırıldığını raporlamıştı. Biyolojik sistemler üzerinde olumsuz etkilere sahip oldukları bilinmekle birlikte, nano ve mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki nihai etkileri henüz net bilinmiyor. Ancak İtalya’da yürütülen ve sonuçları geçtiğimiz ay yayımlanan bir çalışma, belki de bu konudaki ilk kesin kanıtları sundu. Bu çalışmada araştırmacılar, yağ birikintileri nedeniyle atardamar tıkanıklığı yaşayan hastalardan cerrahi müdahaleyle alınan plaklarda mikroplastik parçaları tespit ettiler. Doku örneklerinin ileri analizleri, damar plaklarında mikroplastik barındıran hastalarda enflamatuar belirteçlerin de yüksek seviyelerde olduğunu ortaya koydu. Plastik ambalajlardan uzaklaşmak ve alternatiflere yönelmek için bir neden daha.

Hareket halindeyken tüketebileceğimiz atıştırmalıklara talep artmaya devam ettikçe, bu tür girişimler sürdürülebilir atıştırmalık devriminin ön saflarında yer almaya devam edecek gibi görünüyor. Doğanın ve yenilikçi teknolojinin gücünden yararlanan bu markalar, lezzetli atıştırmalıkların da çevre dostu olabileceğini kanıtlıyor. Bir dahaki sefere elinizi atıştırmalık rafına uzattığınızda ambalajına da dikkat edin –her an yenilebilir olabilir!