Bebeklerle İletişim: Dilin Evrimi ve Sosyal Bağların Gücü
Bebeklerle konuşurken neden sesimizi değiştiririz? Ya o anlamsız heceler de neyin nesi? Peki sizce bebekler ne dediğimizi anlıyor mudur? Gerçek zamanlı iletişim, karmaşıktır ve çok boyutlu uyaranların an be an işlenmesini gerektirir. Bebekler (en yeni ve en küçük öğrenenler) konuşmanın yapısını anlamak için zaman, deneyim ve sinirsel mekanizmanın gelişmesine ihtiyaç duyarlar. Peki ya bakıcılar (ebeveyn ya da bebeğin bakımını üstlenmiş bir başka kişi), bebeklerin konuşmada dikkatlerini toplamalarına yardımcı olmak için nasıl konuşurlar?
Bebeklerle konuşurken ses tonumuzun ve konuşma şeklimizin nasıl değiştiğine dikkat ettiniz mi? “An-ne” ya da “ba-ba” gibi abartılı ve vurgulu ifadelerle dolu bu basit dil, bebeklerle iletişim kurarken neden bu kadar önemli?
Bu özel iletişim biçimi, genellikle “anne dili”, “bebek dili” veya daha resmi bir ifadeyle “çocuğa yönelik iletişim (ÇYİ)” olarak adlandırılır. Yetişkinler arasındaki iletişimden farklı olarak, daha yüksek ses perdesi, daha geniş perde aralığı ve uzun duraklamalarla karakterizedir. Dilbilimsel olarak da bu konuşma biçimi, daha kolay ifadeler, sıkça sorulan sorular ve tekrarlanan tek kelimeleri içermesiyle daha basittir. Ancak bu özel iletişim biçimi sadece tuhaf bir konuşma, basit kelimeler ve şirin ifadeler dizisi değildir; aynı zamanda bağ kurmak, dikkat çekmek ve erken dil edinimini teşvik etmek için kritik bir araçtır. Bebeklerle konuşurken kullandığımız bu dil, onların sesleri tanımasına, kelime dağarcığını geliştirmesine ve dil becerilerini ilerletmesine yardımcı olur. Yani, ebeveynler beşiğin üzerine eğilip, “Kimmiş bu sevimli bebek? Sensin! Evet, öylesin!” diye fısıldadıklarında, sadece sevgilerini ifade etmiyorlar aynı zamanda çocuklarının dilsel geleceğinin temelini atıyorlar.
Araştırmalar, anne dili kullanımının, bebeklerin kelime dağarcığını genişletme ve dil becerilerini geliştirme konusunda oldukça etkili olduğunu kanıtlıyor. Bebekler, anne diliyle yapılan etkileşimler sırasında daha fazla kelime öğreniyor ve bu kelimeleri daha hızlı anlamlandırabiliyorlar.
Anne dili, bebeklerin sesleri ayırt etmelerini ve konuşma ritmini anlamalarını kolaylaştırır. Ayrıca, bebeklerle kurduğumuz bu yakın iletişim, onlarla aramızdaki bağı güçlendirir ve onlara güvenli bir ortam sağlar. Bu, bebeklerin yeni kelimeleri öğrenmeye ve dil becerilerini geliştirmeye daha açık hale gelmelerine olanak tanır.
Bebeklerle yapılan bu özel konuşma tarzının insanlarda evrimleşmiş olması ve önemli faydalar sağlaması birçok nedenle açıklanmaya çalışılmıştır. Bazı teorilere göre, bu konuşma biçimi, sesli harfleri vurgulayarak bebeklerin konuşmayı öğrenmelerine yardımcı olurken; diğer teoriler, bu konuşma tarzının, bebeklerin duygusal durumlarını düzenlemelerine yardımcı olduğunu ve sosyal etkileşimleri şekillendirerek onların sosyalleşmelerini ve davranışlarını kontrol etmelerini kolaylaştırdığını ileri sürüyor. Bu sayede bebeklerin duygusal ve sosyal gelişimleri desteklenir ve toplum içinde sağlıklı bireyler olarak büyümelerine olanak sağlanır.
Harvard Müzik Laboratuvarı’ndaki araştırmacılar, dünyanın dört bir yanından yaklaşık 40 antropologla iş birliği yaparak, Batı toplumlarından farklı yaşam tarzlarına sahip küçük ölçekli topluluklardan bebeklerle yapılan konuşmaların kayıtlarını topladılar. 2022 yılında Nature dergisinde yayımlanan bu çalışmanın sonuçları, bebeklerle konuşma sırasında ses tonunda ve ritimde yapılan değişiklikleri belgeledi. Örneğin, Doğu Afrika’daki Nyang’atom halkı ve internet, radyo veya televizyona neredeyse hiç maruz kalmayan, 30-40 kişilik küçük gruplar halinde yaşayan Hadza halkı gibi topluluklarda dahi, bebeklerle konuşurken ses tonlarının yükseldiği ve konuşmanın daha ritmik olduğu gözlemlendi. Üstelik Hadza halkı tarafından kullanılan dil izole bir dildir, yani bir başka dille akrabalığı yoktur.
Çalışmanın, ilgili internet sitesinde farklı diller kullanan, farklı bölgelerden katılımcıların çocuklarla ve yetişkinlerle konuşurken kaydedilmiş konuşmalarını dinleyebilirsiniz.
Araştırma kapsamında toplanan kayıtlar, 187 ülkeden yaklaşık 51.000 kişi tarafından dinlenildi ve katılımcılardan hangi kaydın bebeklere yönelik olduğunu tahmin etmeleri istendi. Sonuçlar, istatistiksel olarak anlamlı çıktı. Dil bariyerine rağmen, katılımcılar doğru tahminlerde bulunabiliyordu. Bu bulguların, insan iletişiminin psikolojik işlevleri ve evrimi hakkında önemli ipuçları sunduğu söylenebilir.
Çeşitli kültürlerde ve birçok dilde sıklıkla görülen bu durumun insan dışı türlerdeki kanıtlarıysa son derece sınırlı. Bir çalışmada, yetişkin erkek zebra ispinozlarının (Taeniopygia guttata) şarkılarını yavrularının yanında söylerken, kendi başlarına söyledikleri veya dişilerin yanındayken söylediklerine kıyasla değiştirdikleri anlaşılmış. Farklı çalışmalardaysa yetişkin sincap maymunları (Saimiri sp.), rhesus makakları (Macaca mulatta) ve dişi büyük kese kanatlı yarasaların (Saccopteryx bilineata) genç türdeşleriyle iletişim kurarken seslerini değiştirdiklerini görülmüş ancak burada vurgulanması gereken, bu hayvanların (zebra ispinozu hariç) yavrularıyla konuşurken yaptıkları şey insanlarda olandan daha farklı. Aynı sesleri daha farklı tonlarda ifade etmiyor aslında farklı sesler çıkarıyorlar.
Sonuçları, Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde yayımlanan bir çalışma, bu literatüre bir yeni tür daha ekliyor; şişe burunlu yunus (Tursiops truncatus) annelerinin yavrularına hitap ederken ses tonlarını değiştirdiğini ve yüksek perdeli bir “bebek konuşması” kullandığını gösteriyor. Woods Hole Oşinografi Enstitüsü’nden Laela Sayigh ve meslektaşları önemli bir keşfe imza attılar. Florida’nın Sarasota Körfezi’nde, yaklaşık 40 yıldır yunus araştırmaları yapılıyor. Bu araştırmalar sırasında kısa süreliğine yakalanan yunuslar hakkında kayıtlar elde ediyorlar.
Araştırma, Sarasota Körfezi’nde yaşayan vahşi şişe burunlu yunus annelerinin imza ıslıklarını kaydetmek için özel mikrofonlar kullanılarak gerçekleştirilmiş. Çalışma kapsamında 19 anne yunusun yavrularının yanındayken ve yavrularından ayrıyken çıkardığı imza ıslıkları kayıt altına alınmış ve incelenmiş.
İmza ıslıkları, yunusların birbirlerini tanımalarına yardımcı olan ve her bireyin kendine özgü bir sesinin olduğu benzersiz ve önemli sinyallerdir.
Yunus annelerin özgün ıslıkları, onların geniş ve dinamik sosyal ağlarının bir parçası olarak ek bir iletişim işlevi görebilir. Sık sık türdeşleriyle etkileşim halinde olan dişi yunuslar, imza ıslıklarındaki bu ince değişikliklerle yavrularını hedef alabilir veya yavruların annelerine yönelik çağrıları algılamalarına yardımcı olabilir. Bu, anne ve yavru arasındaki bağın güçlenmesine ve sürekliliğine katkıda bulunur.
Öte yandan araştırma ekibi makalede, kesin yorumlar yapabilmek için henüz erken olduğunun altını çiziyorlar. Araştırmanın başyazarlarından Laela Sayigh çalışma ile ilgili verdiği bir röportajda önemli bulgularına rağmen çalışmanın sınırlılıklarını vurguluyor. Ekibin üzerinde durduğu alternatif senaryolardan biri, bu iletişimin insanlarda olduğu gibi dil edinimini kolaylaştırdığı, yavru ve bakıcısı arasındaki bağı kuvvetlendirdiği yönünde. Öte yandan ıslıklardaki bu değişikliklerin ıslığın hedefini belirtmek için kullanılıyor olması da muhtemel. Sayigh verdiği röportajda bunu şöyle tanımlıyor: “Muhtemelen bu ince değişiklikleri yaparak, yavrunun “Tamam, bu benim içindi” demesini sağlıyor olabilir.”
“Anne dili” kullanımının yunus yavrularının gelişimi açısından tam olarak ne işe yaradığı henüz tam olarak anlaşılabilmiş değil. Örneğin, insanlarda olduğu gibi yavruların “konuşmayı” veya diğer bir deyişle “vokal üretim öğrenimini” kavramasına bir katkısı olup olmadığı henüz bir soru işareti.
Sonuç olarak, “anne dili” kullanımı, bebeklerin dil becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmanın yanı sıra, onlarla aramızdaki bağı da güçlendirir. Bu, sadece insanlar için değil, diğer canlılar için de geçerli olabilir. Örneğin, anne yunusların yavrularına yönelik özel ıslıkları, onların sosyal dünyalarında iletişimi kolaylaştırıyor ve anne-yavru bağını güçlendiriyor olabilir. Fakat henüz ortada kesinleşmiş bir tablo yok, yine de ileride yapılacak çalışmalar birçok soruya yanıt verebilir ve farklı perspektifler sunabilir ancak şimdilik, yunusların yavrularına “agucuk” yaptıklarını düşünmek kulağa eğlenceli geliyor.
REFERENCES
- 1. https://www.pnas.org/doi/10.1073/pnas.2300262120
- 2. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/37364108/
- 3. https://www.pnas.org/post/podcast/motherese-bottlenose-dolphins
- 4. https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0273229722000375
- 5. https://www.npr.org/2022/07/23/1113206642/baby-talk-parenting-language-research
- 6. https://www.nature.com/articles/s41562-022-01410-x
- 7. https://www.popsci.com/science/baby-talk-language-development/