Ne kadar derine inebiliyorsunuz?
Beynimiz tek kelimeyle mükemmel; öyle bir organizasyon yeteneğine sahip ki, USC Dornsife Üniversitesi’nden Prof. Larry Swanson’a göre, beynimizi, üzerinden birçok uçuş rotasının geçtiği büyük ülkelere benzetmek hiç de yanlış olmaz. Oysa, gündelik hayatımızda biz bu karmaşadan hiç etkilenmeyiz. Yaratıcılığımızı ve düşüncelerimizi hayata geçirmek için tek yapmamız gereken, akıllı telefonlarımızı fişe takar gibi, kendimizi zihnimizin ritmine bırakmak.
Beyin jimnastiğinin hemen hemen her gün yapıldığı üniversite ortamında, başarıyı yakalamanın yolu, beynimizde zaten doğal olarak mevcut olan sistemle sıkı işbirliğinden geçiyor. Sayısız araştırmanın da gösterdiği üzere, özellikle akademik hayatta başarıyı yakalamak istiyorsanız, öğrendiklerinizin beyninizde daha fazla bilgi ağı oluşturması için çalışmanız gerekiyor. Bilimsel araştırmalarla desteklenmiş bu temel yöntemleri birlikte inceleyelim!
Başarıya giden yolda yapmanız gerekenler
1. Motivasyonunuzu gözden geçirin – Notlarınız yüzünden kaç kere başınız ağrıdı? Kaç defa derse zamanında yeterince konsantre olamadınız ve bütün çalışmanızı sınavdan önceki geceye yığdınız? Belki de, derse ilginiz yoktu ve dersi öğrenmek için kendinizi motive edemediniz. Ancak, araştırmalar genel başarımızın, öğrenme motivasyonumuzla çok yakından ilgili olduğu yönünde. Dolayısıyla, çalışmaya vakit ayırmadan önce, çalıştığınız dersin, sizdeki öğrenme arzusunu ne kadar tetiklediğini düşünerek işe başlayabilirsiniz.
2. DÖM’le tanışın – Öğrendiklerinizin, hafızanızda daha kalıcı bir yer edinmesi için derin öğrenme metodlarını (DÖM) kullanın. Araştırmacılar, tam tamına kırk yıldır DÖM’ün akademik başarı üzerindeki etkilerini araştırıyor ve yeni edinilen bilgilerin daha uzun ömürlü olması için, DÖM’ü özellikle öğrencilerin kullanmasını tavsiye ediyorlar. DÖM’ü uygulamak için, öğrendiğiniz kavramlardan daha kapsamlı çıkarsamalar yapmaya çalışın. Bu metodu daha aktif bir şekilde uygulamak için:
- Derste mutlaka soru sorun
- Yeni öğrendiğiniz konularla, eski öğrendikleriniz arasında bir ilişki kurmaya çalışın
- Size öğretilenleri sorgulayın, öğrenme sırasında pasif kalmayın
Yüzeysel ve ezbere dayalı bir metot kullanmak yerine, öğrenirken daha sorgulayıcı bir tavır takının. DÖM kullananlar, öğrendikleri bilgilerden kişisel bir anlam çıkarabildikleri gibi aynı zamanda öğrenmelerinin kendi kontrolleri altında olduğu bilinciyle hareket ederler. Siz de sadece neyi öğrendiğinizi değil, “neden” öğrendiğinizi düşünün.
3. Derste öğrendiklerinizi hayata taşıyın – DÖM’ü etkili bir şekilde kullanmak için derste öğrendiklerinizin orada kalmasına izin vermeyin. Aksine, öğrendiğiniz kavramları, hayatınızın başka alanlarına taşımaya gayret edin. Örneğin, herhangi bir ders için hazırladığınız projenin (örn, mühendislik), aldığınız bir diğer dersle (çevre bilimleri gibi) olan ilgisini zihninizde tartın. Yapacağınız bu küçük zihin jimnastiği, hazırladığınız projeyi daha geniş bir perspektiften değerlendirmenize ve yorumlamanıza yardımcı olacaktır.
4. Sadece öğrenmeyin, irdeleyin – ABD’de, üniversiteye yeni giren öğrencilerle yapılan bir çalışmada, Laird Nelson ve ekibi, DÖM’ü kullanan öğrencilerin, öğrenmeye karşı daha istekli, yeni bilgiye aç ve kitap/şiir okuma gibi aktivelerden, DÖM’ü kullanmayanlara kıyasla daha fazla zevk aldıklarını savunuyor. DÖM’ün etki ettiği diğer tüm alanlara bakıldığındaysa, irdeleyerek öğrenmenin, öğrenci başarısında ve öğrenme arzusunda büyük çapta rol oynadığı görülüyor.
Siz de irdeleyerek öğrenmek için öğrendiğiniz konulara farklı açılardan bakmaya çalışın. Örneğin bir argüman analizi yaparken, sadece güçlü taraflarınızı değil, zayıf yönlerinizi de değerlendirin. Farklı fikirlere karşı bir savunma mekanizması geliştirmeden önce, kendinizi o fikri savunan kişinin yerine koyun. Göreceksiniz ki, irdeleyerek öğrendiğinizde, bakış açınızı çok daha geniş bir alana taşıyacaksınız.
5. Arkadaşınızı kahve içmeye davet edin – Derste öğrendiklerinizi arkadaşlarınızla paylaşır, onların da fikirlerini dinler misiniz? Çalışmanızı hem daha fazla derinleştirmek hem de biraz stres atmak için, öğrendiklerinizi arkadaşlarınızla paylaşın. O da olmuyorsa, ailenizden birine telefon edin ve bu konudaki fikirlerinizi paylaşın. Bu şekilde, hem öğrendiklerinizi pekiştirecek hem de küçük bir beyin fırtınası yaratmış olacaksınız.
Başarınızı okulun ötesine taşımak için öğrenmeye nasıl yaklaştığınızı anlamak önemlidir. Çalışmanızı ders dışına taşıyarak, hem başkalarıyla olan bilgi aktarımınızı güçlendirmiş olursunuz hem de öğrendiklerinizi hayatın başka alanlarında kullanmak, sizi daha da fazlasını öğrenmek için motive eder.
Herkese bol kahveli ve sohbetli çalışmalar!
REFERENCES
- 1. Laird Nelson, T. F., Seifert, A. T., Pascarella, T. E., Mayhew, M. J., & Blaich, F. C. “Deeply affecting first-year students’ thinking: Deep approaches to learning and three dimensions of cognitive development”, The Journal of Higher Education, 2014, 85(3
- 2. Kyndt, E., Cascallar, E., & Dochy, F. “Individual differences in working memory capacity and attention, and their relationship with students’ approaches to learning”, Higher Education. 2012, 64, 285-297.
- 3. http://www.scpr.org/news/2015/04/06/50819/brain-pathways-similar-to-airline-flight-patterns/
- 4. http://exchange.ac.uk/learning-and-teaching-theory-guide/deep-and-surface-approaches-learning.html