En nefes kesici sanat eserleri görünüşte, duygusal anlamda acı çekmiş kişilerden geliyor. Örneğin, Edvard Munch’un Çığlık (1893) tablosunu ele alalım ya da Vincent van Gogh’nun kesik kulaklı portresini ve Kurt Cobain’in müziğini aklımıza getirelim.
Edvard Munch bir defasında şöyle demiş, “Kendimi bildim bileli derin bir endişe duygusuyla acı çektim ve sanatımda da bunu ifade etmeye çalıştım.” Norveçli sanatçı yaşadığı ıstırabı ve korkuyu kesinlikle Çığlık tablosunda gösteriyor. Diğer taraftan, van Gogh kendi kulağını kesmişti ve 90’lar grunge kültürünün şüphesiz en önemli figürlerinden Kurt Cobain intihar etmişti.
Psikolojik rahatsızlıklarla yaratıcılık arasında bir bağ var mı? Psikolojik rahatsızlığı olan insanların özel yaratıcı yetenekleri mi var?
“Acı çeken sanatçı” masalını devamlı dinlediğimiz için yaratıcılık çılgın dehanın bir ürünü gibi görünüyor. Fakat, bilimsel çalışmalar işin böyle olmadığına işaret ediyor.
Net bir bağ yok
Psikolojik rahatsızlıklarına rağmen olağanüstü bir yaratıcı yeteneğe sahip olanları anlatan o çok eski hikayeler “acı çeken sanatçı” efsanesinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Ancak, bu rahatsızlıkları yaratıcıkla eşleştiren somut bir kanıta henüz ulaşılamadı. Bipolar gibi psikolojik rahatsızlıklarla yaratıcılık arasındaki ilişkiyi inceleyen geçmiş araştırmalar birçok yönden sınırlıydı. Örneklem büyüklüğü çalışma sonuçlarının genelleştirilmesine izin vermiyordu ve kontrol grubunun eksikliği kuşkulu veriler doğurdu.
State University of New York’ta psikoloji doktorası yapan Christa Taylor çok yakın zamanda Perspectives in Psychological Science dergisinde yayımlanan makalesinde duygu durum bozukluklarıyla yaratıcılık arasında net bir bağ olmadığını belirtti. Çalışmasında, yaratıcılıkla ilgili sorulan araştırma sorularının farklı yönlere işaret ettiğini vurguladı. Şöyle ki diyor Taylor, “Yaratıcı insanlar arasında duygu durum bozukluğu olan ve duygu durum bozukluğu olanlar arasındaki yaratıcı insanlar arasında bir fark var mı bilemiyoruz. Bu da neticesiz bulguları beraberinde getiriyor.”
Herkes yaratıcılığını geliştirebilir
Christa Taylor’a göre “acı çeken sanatçı” tarzındaki mitler psikolojik desteğe ihtiyaç duyan ve bu destekten faydalanmak isteyen yaratıcı insanlara zarar verebilir. Taylor, “yaratıcılığın kontrolümüz dışında olduğu ve çok az insanın gerçekten yaratıcı olduğu” fikrine kuşkuyla bakarken, güncel yaratıcılık araştırmalarının da bu fikirleri doğrulamadığını savunuyor.
Prof. Dr. Robert Epstein’a göre herkes yaratıcılığını geliştirebilir. Ek olarak, Epstein özellikle lisansüstü öğrencilerinin orijinal fikirler üretirken faydalanabilecekleri dört ayrı beceriden bahsediyor:
- Yeni fikirleri bir deftere not etmek
- Zorlayıcı görevleri araştırıp bulmak
- Alan dışı dersler alıp ufku geniş tutmak
- İlgi çekici şeylerle ilgilenmek ve ilginç insanlarla vakit geçirmek
Zihninizi orijinal düşünmesi için zorlayarak, siz de kendi yaratıcı dehanıza dokunabilirsiniz!
REFERENCES
- 1. Johnson, L. S., Tharp, A. J., & Holmes M. K. (2015). Understanding creativity in bipolar I disorder. Psychology of Aesthetics, Creativity, and the Arts, 9, 319-327. http://dx.doi.org/10.1037/a0038852
- 2. Schlesinger, J. (2009). Creative mythconceptions: A closer look at the evidence for the “mad genius” hypothesis. Psychology of Aesthetics, Creativity, and the Arts, 3, 62-72. DOI: 10.1037/a0013975
- 3. Verhaeghen, P., Joormann, J., & Aikman, S. N. (2014). Creativity, mood, and the examined life: Self-reflective rumination boosts creativity, brooding breeds dysphoria. Psychology of Aesthetics, Creativity, and the Arts, 8, 211-218. DOI: 10.1037/a0035594
- 4. https://www.psychologicalscience.org/publications/observer/obsonline/no-clear-link-between-creativity-and-mood-disorders.html
- 5. https://web.stanford.edu/group/cosign/Sussman.pdf
- 6. http://www.apa.org/gradpsych/2009/01/creativity.aspx