Stresli Zamanlarda Yemek
Yemek yemek biyolojik bir ihtiyaçtan öte duygusal bir gerçektir. Duygularımız, stres ve belirsizliğin yüksek olduğu dönemlerde karmakarışık olabilir. Bugünlerde COVID-19 salgınından korunmak amacıyla hayatımızı ülkelerin “kapandığı” ve sokağa çıkma yasaklarının ön planda olduğu bir sahnede yaşıyoruz. Pandemi ve sosyal mesafe protokolu gündeminde hasret kaldığımız fiziksel ve duygusal güven hissini yemekle karşılamaya çalışmak da son derece normal.
Araştırmalar sosyal izolasyonun birçok sağlıksız yeme davranışını körüklediğini gösteriyor. Bu durum özellikle yeme bozukluğu geçmişi olanlar için endişe verici. Boş market reyonları ile burun buruna kaldığımız şu günlerde, herkese yetecek kadar kaynağın olmadığı ilüzyonunu barındıran bir “kıtlık zihniyeti” geliştirmemiz çok normal. Böyle bir zihniyet stoklama davranışını ve çok yiyip/kısıtlama döngüsünü pekiştirerek çoğu insan için tetikleyici olabilir.
Harvard Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olan Inge Huijsmans, Prof. Dr. Ili Ma ve ekibi 2019’da yayımladıkları bir çalışmada kıtlık fikrinin beyinde sübjektif değer sistemimizle ilgili olan orbitofrontal korteks adı verilen bir bölgedeki aktiviteyi artırdığını buldular. Bu fikre sahip olan insanların amaca yönelik seçim yapma kapasiteleriyle ilgili olan dorsolateral prefrontal kortekslerinde de aktivite azalıyor. Araştırmacılar, bulguların ışığında bolluk dönemini takip eden, kaynaklara erişimin kısıtlandığı dönemde insanların değer yargılarının ve seçim yapma kabiliyetlerinin etkilendiğini ortaya koyuyor. Bu sebeple içinde bulunduğumuz dönemi düşündüğümüzde ideal olmayan seçimler yapıyor olmamız anlaşılabilir.
Model davranış
Ne yediğimiz koronavirüs pandemisi gündeminde oldukça popüler bir konu haline geldi. Sosyal medya COVID-19 atıştırmalıkları ile dolu. Kilo alma etrafındaki söylemler de hız kazanmaya başladı. Eğer beslenme bozukluğu geçmişiniz varsa ya da karantinayı işlevsiz ve yemek yeme etrafında dönen baş etme stilleri olan kişilerle geçiriyorsanız, bugünlerde kendinizi “kışkırtılmış” hissediyor olabilirsiniz.
Birmingham Üniversitesi’nden Prof. Dr. Suzanne Higgs ve Dr. Jason Thomas 2016’da yayımlanan makalelerinde sosyal çevrenin yeme alışkanlıkları üzerindeki etkisinin altını çizdi. Daha önce yapılan çalışmaların analizini yapan araştırmacılar, insanların yemek yemeyle ilgili belli başlı normları kültürel beklentileri ve çevresel uyaranları baz alarak takip ettiklerini ortaya koyuyorlar. Buna göre, “normal” yeme davranışının ne olduğundan emin değilsek, bir “modeli” takip etmeye başlıyoruz. Yeme davranışlarımıza bu modellerin etki ettiğini göz önünde bulundurduğumuzda akut stres döneminde yeme alışkanlıklarımızın değişme olasılığı yüksek.
2013 yılında New South Wales Üniversitesi’nden Prof. Dr. Lenny R. Vartanian ve ekibi kendi yiyecek tüketimimizi başka insanların yedikleri miktara göre kontrol ettiğimizi kanıtlayan bulgulara rastladı. Araştırmacılar yaptıkları üç farklı modelleme çalışmasında insanların yiyecek tüketimlerini yemek yeme ile ilgili algıladıkları normlara göre değiştirdiklerini buldular. Örneğin, deneyin katılımcıları fazla yiyen modele kıyasla az yiyen bir modelin yanındayken daha az yediler. Çoğu katılımcı yeme davranışlarını etkileyen faktörleri doğru bir şekilde tanımlayamadılar, dolayısıyla araştırmacılara göre, insanlar başkalarının yiyecek tüketimlerinin kendilerinin üzerindeki etkisinin farkında değiller.
Pandemiyi ele alacak olursak, eğer başkalarını göz önünde bulundurarak X miktarda yiyeceği tüketmenin normal ve uygun olduğunu düşünüyorsanız büyük olasılıkla o kişileri takip edeceksiniz.
Baş etme aracı olarak yemek
Haberlerde duyduğunuz her COVID-19 vakası ardından kendinizi buzdolabı önünde buluyorsanız yalnız değilsiniz ve yanlış bir şey yapmıyorsunuz. İnsanların stresliyken daha çok “iyi hissettirici” yiyeceklere yöneldiklerini gösteren birçok araştırma var.
Stres yeme alışkanlıklarımızı pek çok farklı şekilde etkiler. Örneğin genelde yediklerini kısıtlayan kişiler, stresli zamanlarda daha çok yeme eğilimindedirler. Diğer yandan, kısıtlayıcı alışkanlıkları olmayanlar stresli dönemlerde daha az yemeye meyillidirler.
Stony Brook Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Ashley M. Araiza ve Prof. Dr. Marci Lobel makalelerinde baş etme biçimlerimizin de stresliyken yemeye dönüp dönmeyeceğimizi etkilediğini belirtiyor. Araştırmalar duygusal baş etme yöntemlerinin ya da stresten kaçınma davranışının öğün atlama gibi sağlıksız yemek yeme davranışlarına sebep olduğunu gösteriyor.
Bu araştırmaların ışığında stres ve belirsizliğin yüksek olduğu zamanlarda yeme davranışlarımızı etkileyen birçok farklı faktörü göz önünde bulundurup farkındalık oluşturmak değerli olacaktır. “Sağlıklı” baş etmeden bahsettiğimizde kriz yönetiminde herkese uyan tek bir yöntem olmayacaktır. İhtiyaçlarınızı gözetmede aktif bir rol aldığınız sürece iyi bir yerde olacaksınız. Eğer şüpheye düşerseniz destek almaktan ve sanal kucak istemekten kaçınmayın.
REFERENCES
- 1. Levine, M. P. (2012) Loneliness and eating disorders, The Journal of Psychology, 146, 243-257, DOI: 10.1080/00223980.2011.606435
- 2. Huijsmans, I., Ma, I., Micheli, L., Civai, C., Stallen, M., & Sanfey, G. A. (2019). A scarcity mindset alters neural processing underlying consumer decision making. Proceedings of the National Academy of Sciences, 116 (24), 11699-11704; DOI: 10.1073/pnas.1818572116
- 3. Higgs, S., & Thomas, J. (2016). Social influences on eating. Current Opinion in Behavioral Sciences, 9, 1-6. https://doi.org/10.1016/j.cobeha.2015.10.005
- 4. Vartanian, L. R., Sokol, N., Herman, C. P., & Polivy, J. (2013). Social models provide a norm of appropriate food intake for young women. PLoS ONE 8(11): e79268. https://doi.org/10.1371/journal.pone.0079268
- 5. L.R. Vartanian, S. Spanos, C.P. Herman, J. Polivy. Modeling of food intake: a meta-analytic review. Soc Influ, 10 (2015), pp. 119-136. DOI: 10.1080/15534510.2015.1008037
- 6. Araiza, M. A., & Lobel, M. (2018). Stress and eating: Definitions, findings, explanations, and implications. Social and Personality Psychology Compass, 12. DOI: 10.1111/spc3.12378