#

Yaratılış Sütunları”ndan “Yokoluş Sütunları”na

Bilim Dalları

Hubble Uzay Teleskopu’nun önümüzdeki nisan ayındaki 25. “yaş günü” hazırlıkları adına NASA,6500 ışık yılı uzaklıktaki Kartal Bulutsusu’nun küçük bir bölümünde yer alan ve teleskopun en ünlü görüntüsüne modellik eden sütun biçimli yıldız kuluçkalığı gaz ve toz bulutlarının yeni bir görüntüsünü yayınladı. 

Hubble’ın 19 yıl önce çektiği tarihi fotoğraf (küçük resim) yalnızca optik (görünür ışık) dalgaboylarına duyarlı bir kamera tarafından çekilmişken, optik ve yakın kızılaltı (infrared) dalgaboylarına duyarlı yeni kamerasıyla çekilen fotoğraf daha ince ayrıntıları göz önüne seriyor. Nedeni, kızılaltı ışığın gaz ve toz perdelerinden daha kolay geçebilmesi.  İlk bakışta sütunların biçiminde göze çarpan bir değişim görünmese de, yeni fotoğrafta bulutsu içinde ve dışında, daha önce oluşmuş ve yaydıkları güçlü morötesi (ultraviyole ya da UV) ışınımla bulutları dağıtan genç ve sıcak yıldız kümeleri dikkat çekiyor. Arizona Eyalet Üniversitesi’nden Paul Scowen, “Bu yapıların geçiciliği insanı hayrete düşürüyor. Adeta gözümüzün önünde buharlaşıp gidiyorlar. Sütunların yoğun uçlarını çevreleyen mavimsi sis, ısınıp uzaya dağılan maddeden başka bir şey değil.  Biz bu sütunları, evrimlerinin çok özel ve kısa süreli bir döneminde yakalamış olduk” diyor.

Kızılaltı görüntüde daha ayrıntılı izlenen sütun başlarındaki yoğun gaz ve toz topakları, altlarındaki maddeyi yıldızların morötesi ışınımından koruyarak sütunlar oluşturmuş. Sütunlar arasındaki gaz ve toz ise böyle kalkanlardan yoksun oldukları için dağılıp gitmiş.  Scowen, aslında gazın durduğu yerde ısınıp dağılmadığını, sütunlardaki gazın dev yıldızların yaydığı ışınımla iyonize olduğunu yani elektronların atomlardan koptuklarını ve ısındıklarını, ardından da yıldızların elektrik yüklü parçacıklardan oluşan güçlü rüzgârlarıyla dağıtıldığını belirtiyor.

Eski ve yeni görüntüleri karşılaştıran gökbilimcilerin dikkatini çeken bir ayrıntı da, oluşum aşamasındaki bir yıldızdan çıktığı sanılan fıskiye biçimli bir yapının, aradan geçen 19 yıl içinde uzamış olması. Bu süre içinde fışkıran madde, yaklaşık 100 milyar km daha uzamış ki, bu da saatte  720.000 km hızla yol aldığını gösteriyor.

Scowen’e göre Güneşimiz de böyle çalkantılı bir yıldız kuluçkalığında ortaya çıkmış olabilir. Bunu gösteren bir işaret, Güneş Sistemi’ni oluşturan gaz ve toz diskinin yakınlarda patlayan bir süpernova enkazının radyoaktif kalıntılarıyla “kirlenmiş” olması. Bu da Güneş’in Kartal Bulutsusu’ndakiler gibi güçlü iyonlaştırıcı ışınım yayan dev yıldızları da içeren bir küme içinde oluştuğunu gösteriyor. Çünkü kısa oluşum süreci içinde bu radyoaktif döküntüyü Güneş Sistemi’nin hamuruna katabilecek olanlar, ancak ömürleri 30-40 milyon yılı geçmeyen dev yıldızlar olabilir. Scowen, “Bunun anlamı, Kartal Bulutsusu’na ya da başka yıldız oluşum bölgelerine baktığınızda, aslında Güneş Sistemimizin içinde doğduğu ortamın bir eşine bakıyor olduğunuz” diyor.

REFERENCES

  • 1. “Hubble: Pillars of Creation Are Also Pillars of Destruction”, NASA Science News, 7 Ocak 2015