#

Hala Sultan Tekkesi Antik Ticaret Merkeziymiş

Bilim Dalları

Güney Kıbrıs’ın Larnaka kenti yakınlarında bulunan Hala Sultan Tekkesi  adlı külliyenin, bir zamanlar canlı bir denizaşırı ticaret merkezi olan bir Bronz Çağı kentinin üzerinde oturduğu ortaya çıktı.

Larnaka’daki  tuz gölü ve havaalanı yakınlarında  bulunan külliye, Hz.Muhammedin süt annesi olan ve Osmanlılarca Hala Sultan diye adlandırılan Ümmü Haram’ın öldüğü yer olduğuna inanılan yerde.  Araplar tarafından inşa edilen cami Osmanlı yönetimince yapılan ilavelerle bir tekkeye dönüştürülmüş.

Tekke yakınlarında ilk kez 1970’lerde İsveçli arkeolog Profesör Paul Åström tarafından başlatılan ve uzun bir aradan sonra 2010 yılında öğrencisi, Göteborg Üniversitesi arkeologlarından Peter Fischer tarafından yürütülmeye başlanan kazılarda ortaya çıkarılan 25-50 hektar genişliğindeki yerleşimin, Akdeniz bölgesindeki en büyük Bronz Çağı kentlerinden biri olduğu düşünülüyor.

Göteborg Üniversitesi ekibinin toprağın iki metre altına kadar geçebilen radyo dalgaları kullanan özel bir radar yardımıyla 2012 yılında yürütülen kazılarda kentin yeni keşfedilen bir bölgesinde 2013 yazında elde edilen bulgular, kentin yalnızca doğu Akdeniz  için  değil, İtalya’dan Orta ve Kuzey Avrupa’ya kadar uzanan geniş bir alan için önemli bir ticaret merkezi olduğunu ortaya koyuyor.

Ekip son kazılarda ham cevherin eritilerek bakır elde edildiği bir fırının kalıntıları, cevher ve cüruf yığınları ortaya çıkarılmış. Çağa adını veren bronz, bakır ve kalayın karıştırılmasıyla elde edilen bir bileşim. Kıbrıs ise o çağların önemli bir bakır üretim merkezi. Adı da bakırdan (kuprum) türetilmiş. Fırının yakınlarındaki bir odadaysa, o çağların en kıymetli giyeceklerinin yapıldığı mor renkli kumaşın üretildiğini gösteren kanıtlar bulunmuş. Mor kumaşları boyamak için kullanılan boya, bir tür deniz salyangozunun salgısından karmaşık bir teknikle elde ediliyordu. Asıl üretim merkezi bugün Lübnan’ın güneyindeki Sur (Tyre) kenti olduğu için “Sur moru” diye tanınan boyanın bir gramı için dokuz bin salyangoz gerektiğinden çok pahalı bir üründü. Özellikle Avrupa’da soylular arasında çok makbul olan mor kumaşların üretilmesi, Kıbrıs’taki kentin ne denli önemli bir ticaret merkezi olduğunun göstergesi.  

Nitekim arkeologlar, bakır ve kumaş imalathanelerinin yanında birçok ilginç cismin ortaya çıkarıldığı bir yerleşim alanı keşfetmişler.  Kalıntılar içinde yerel üretilmiş ve bugün Yunanistan’da bulunan Mikonos uygarlığından ve Doğu Akdeniz ülkelerinden ithal edilmiş yüksek kalitede seramik eşya bulunmuş.

Asıl ilginç olan bulgular arasındaysa MÖ 1200 yıllarında Kuzey İtalya ya da Orta Avrupa’dan gelmiş işlemeli bir bronz broş,  Mısır’dan süslemeli bir fayans kap, üzerinde savaşçı, avcı, insan, tanrı ve hayvan figürleri bulunan silindir biçimli fayans mühürler bulunuyor. Bu cisimlerin hepsi, MÖ 1400 –  1175 yılları arasına tarihlendirilmiş.

Araştırmacılar, bulguların MÖ 1200 yıllarının “Deniz İnsanları” denen toplulukların büyük göçlerine sahne olduğu yolundaki hipotezi doğrular nitelikte olduğu görüşündeler. Fischer, İsveç’te bu döneme ait bronz eşyalar üzerinde yapılan araştırmaların, bakırın Kıbrıs’tan geldiğine işaret ettiğini söylüyor. 

REFERENCES

  • 1. “Evidence of production of luxury textiles and extraction of copper from unknown part of Cypriot Bronze Age City”, University of Gothenburg
  • 2. Le Couteur, P., J. Burreson, “Napoleon’s Buttons : How 17 Molecules Changed the World”, eremy P. Tarcher/Putnam, New York, 2003.
  • 3. http://en.wikipedia.org/wiki/Hala_Sultan_Tekke