
Ay’a Dönüşe Hazır mısınız?
İçinde bulunduğumuz yıl, Ay’a ayak basan son insan olan astronot Eugene Cernan‘ın, orada ayak izlerini bırakıp Dünya’ya dönmesinin 50. yıldönümü. Yarım asırdır hiçbir insan alçak Dünya yörüngesinden (2000km’den alçak yörüngeler, Alçak Dünya Yörüngesi – Low Earth Orbit – olarak sınıflandırılıyor) daha uzağa yolculuk etmedi.
Aradan geçen 50 yılda başta NASA olmak üzere dünya çapındaki farklı ülkelerin uzay araştırma kurumları, robotik uzay keşifleri konusunda oldukça önemli gelişmeler katettiler. Hızla ilerleyen teknoloji de hesaba katılınca insalığın Ay’a yeniden gözünü dikmesi kaçınılmaz bir sonuç olarak görülüyor. NASA’nın yeniden insanlı Ay görevlerini başlatmak adına 2017 yılında hayata geçirdiği Artemis Projesi ile bu fikir gerçeğe dönüyor.
Ay’a neden dönülüyor?
Apollo görevleri kapsamında 1968’den 1972’ye kadar sadece 24 astronot Ay yörüngesine yolculuk gerçekleştirdi; bu iki düzine insanın ise sadece yarısı Ay yüzeyine ayak bastı. Oldukça az sayıdaki bu seçilmiş kişilerin ortak noktası ise hepsinin beyaz erkekler olması.
Her türlü eşitliğin ön plana çıktığı günümüzde NASA Ay’a ayak basacak farklı ırktan, renkten ve cinsiyetten insanlar olmasına önem veriyor.
Ayrıca Artemis Programı’nda, Apollo Programı’nın tekrarı gibi olmaması için sadece Ay’a gidip gelmek değil, orada kalmak da planlanıyor. Hem yüzeyde hem de yörüngede insanlı üsler kurulması için olasılıklar değerlendiriliyor. Bu kurulacak üsler, ileride yapılması hedeflenen daha uzak ve derin uzay yolculuklarında kullanılacak teknolojilerin denenmesi için oldukça önemli kabul ediliyor.
Yeni teknolojiler ve Ay ile ilgili bilgimizin eskisine göre çok ileri olması sebebiyle, uydumuzun bambaşka bölgelerinin de daha derinlemesine ve geniş kapsamlı araştırılması da görev kapsamında önemli.
Uzay yolculuklarının artık devletlerin tekelinde olmaması, teknolojik ve yenilik anlamında birçok ortaklığa yol açması, NASA için oldukça önemli görülüyor. Artemis Programı dahilinde Ay’a ilk insanlı yolculuk için SpaceX’in seçilmesine rağmen, NASA başka özel şirketlere ait ikinci insanlı uzay aracı sisteminin geliştirilmesi için destek vereceğini de belirtti. Bu büyük kapsamlı ortaklıklarla oluşacak yeni iş olanakları ve ekonomik hareketlilik de projenin beklenen olumlu getirilerinden.
Elbette Dünya’nın azalan kaynakları veya uluslararası anlaşmazlıklar yüzünden erişilmesi zor ve pahalı olan kimi teknolojik öneme sahip mineral ve elementlerin Dünya dışı kaynaklarının araştırılması da bu görevlerin hedeflerinden.
Ne zaman ve nasıl gerçekleşecek?
Mayıs veya Haziran 2022’de fırlatılması beklenen insansız Artemis 1 görevi, NASA’nın devasa Uzay Fırlatma Sistemi (SLS) roketinin ilk çıkışını işaretleyecek. 2011 yılından beri geliştirilmekte olan bu dev roket, önceki insan fırlatma sistemlerinden farklı olarak, zamanla büyüyüp, gelişebilecek şekilde tasarlanmış. Araç, kargo ve mürettebatı uzayın karanlığına taşıyacak çoklu fırlatma konfigürasyonları en önemli özelliği.
98 metreden daha uzun olan SLS’nin Blok 1 konfigürasyonu, mürettebatsız Orion uzay aracını Dünya’dan yaklaşık 450.000 km uzaklıkta, Ay’ın çevresindeki sabit bir yörüngeye taşıyacak ve daha sonra aracı güvenli bir şekilde eve döndürecek.
İlk görev insanları taşımayacak olsa da, SLS tam olarak boş olmayacak. Roket fırlatıldığında, bir ekmek kutusundan çok da büyük olmayan ve kendi başlarına veri toplayabilen bir düzineden fazla küp uyduyu taşıyacak.
Artemis 1 görevi için hazırlıkları süren SLS ve Orion kapsülü, 18 Mart itibariyle çoktan fırlatma rampasındaki yerini aldı.
Her şey plana göre giderse, Artemis 2 görevi 2024’te astronotları Ay’ın çevresine ve arkasına gönderecek.
İkinci görev olan Artemis 2, Artemis 1’inkine benzer bir konfigürasyon izleyecek. Ancak bu sefer Orion kapsülü, Ay’ın ötesindeki uzay bölgesine birkaç astronot taşıyacak. Artemis 2 sırasında, insan yükü nedeniyle, Orion kapsülü, kryojenik itiş aşaması (ICPS) olarak bilinen SLS’nin üst aşaması ile birlikte, Ay’a doğru yola çıkmadan önce, Artemis 1’den farklı olarak, Dünya yörüngesinde iki tur atacak.
Bunun sebebi, mürettebat hâlâ Dünya’ya nispeten yakınken tüm sistemlerin en iyi şekilde çalıştığından emin olmak istenmesi. Gemideki mürettebat, Dünya’ya dönmeden önce Ay’dan 7500 km kadar öteye yolculuk yapacak. Görevin 10 günden biraz uzun sürmesi bekleniyor.
Artemis 3, SpaceX’in Starship aracının yardımıyla astronotları Ay’ın güney kutbunun yakınlarına indirecek. SpaceX, 20. nesil Starship prototipi ile bu hedefe ulaşmaya daha da yaklaşmakta. Starship, 100 tonun üzerinde yük taşımak üzere inşa edilmiş bir süper ağır hizmet roketidir. SLS’den farklı olarak, Starship yeniden kullanılabilir ve yalnızca uzaya kargo göndermekle kalmayıp, aynı zamanda yüzeye de inebilmek üzere tasarlanmıştır. Bu dönüm noktası uçuş için 2025 veya 2026 yılı hedefleniyor.
Sonrasında insanlığı neler bekliyor?
Artemis sadece Ay yüzeyiyle ilgili değil; Gateway adlı Ay’ın yörüngesinde kurulması planlanan istasyon, bu programın ilerideki en önemli parçalarından. Bunu Ay yörüngesinde bir Uluslararası Uzay İstasyonu gibi düşünebilirsiniz. Gateway, Kasım 2024’te hazır olabilecek ve 15 yıl hizmet verebilecek şekilde tasarlanıyor.
Gateway’de, astronotlar Yerleşim ve Lojistik Merkezi’nde (Habitation and Logistics Outpost – HALO) kalacaklar. Ayrıca kargo gemilerinin malzemelerle gelip gitmesi için ek kenetlenme kapıları da olacak. Astronotlar daha sonra SpaceX’in mevcut Starship’ine dayanan bir Ay iniş aracı olan Starship Human Landing System’la (HLS) yüzeye inip geri gelecekler.
Başlangıçta kalış süreleri kısa ve büyük ölçüde iniş aracının içinde olacak, ancak nihayetinde NASA, Ay yüzeyinde kurulacak Artemis Ana Kampı’nda, her seferinde en az bir ay boyunca Ay’da yaşayan astronotlar bulunmasını planlıyor. Eylül 2021’de ajans, şirketlere Artemis astronotlarının Ay yürüyüşleri sırasında giyecekleri yeni nesil uzay giysileri tasarımları için tekliflerini sunmaları çağrısını yaptı.
Kurulacak tüm bu sistemler, ileride önce Mars’a, sonra Güneş Sistemi’nin daha derinlerine yapılacak araştırma yolculukları için hazırlık istasyonu olarak da görülüyor. Ay’da yerçekiminin Dünya’dan 6 kat daha az olması, uzay gemilerinin kalkışı için daha az yakıt gereksinimi demek. Ay yüzeyinde bolca bulunan su ise hem oradaki insanların nefes alabilmesi için hem de roket yakıtı olarak kullanılabilecek çok değerli oksijen bakımından önemli bir kaynak.
Artemis Ana Kampı’nın Ay’ın güney kutbuna yakın olarak planlanmasının sebeplerinden biri bu. Orada bol miktarda su olduğunu zaten biliyoruz. Aynı zamanda diğer bölgelere göre daha fazla güneş ışığı aldığından, güneş enerjisinden yararlanan sistemler için de oldukça faydalı bir konum. Ay yüzeyinde ve yörüngesinde geçirilecek birkaç yıl sonunda, daha ilerilere ve uzun sürelerle yapılacak insanlı yolculuklar için gerekli deneyim ve bilgi edinilmiş olacak.
Önümüzdeki aylarda yapılacak Artemis 1 fırlatımı, insanlığın uzayı keşfi yolunda en büyük adımlardan biri olabilecek potansiyeli taşıyor. Umarız başarılı olur.
REFERENCES
- 1. https://www.space.com/artemis-1-going-back-to-the-moon
- 2. https://www.nasa.gov/sites/default/files/atoms/files/artemis_plan-20200921.pdf
- 3. https://www.nasa.gov/specials/artemis/